Geçtiğimiz hafta Resmî Gazetede yayınlanan genelgeyle, rafineriler ve petrokimya tesislerinin birbirleriyle akaryakıt ticaretinde ÖTV oranları sıfıra indirilse plastik sektörü üreticileri sektöre yönelik desteklerin artması talebinde bulunuyor. Söz konusu bu talepler ise ESO tarafından bir araya getirilerek başta Cumhurbaşkanlığı olmak üzere bakanlıklara ve ilgili kurumlara iletilmek üzere rapor haline getirildi.

Hazırlanan rapor hakkında bilgi veren ESO Başkanı Celalettin Kesikbaş, son 6 ayda hammadde de yüzde 130'ları aşan astronomik fiyat artışlarını tespit ettiklerini belirterek, "Sanayide ve günlük hayatımızda şimdilik plastik vaz geçilmez bir ürün olarak karşımıza çıkıyor. Ancak sektördeki üreticiler ve temsilcilerle yaptığımız istişarelerde gösteriyor ki yaşanan artış, enflasyonu da tetikleyecek baş aktör olma yolunda ilerlemekte." dedi.

ESO 7. Grup Meslek Komitesi Başkanı ve Eseren Yapı A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Eren;

 "Sermaye yetersizliği var"

Dünyanın en büyük plastik hammadde üretici firmalarının üretimde kesintiye gitmesi küresel ölçekte tedarik sorununa ve fiyat artışı yaşanmasına neden olduğunu belirten ESO 7. Grup Meslek Komitesi Başkanı ve Eseren Yapı A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Eren, geçtiğimiz yılın Ocak ayında uluslararası piyasada tonu 850 ila 900 dolar arasında işlem gören PVC fiyatlarının 2020'nin ikinci yarısından itibaren yaşanan arz sıkıntısı nedeniyle hızla yükselmeye başladığını vurgulayarak, bugün gelinen noktada fiyatları işin içinden çıkılmaz bir hal aldığına vurgu yaptı.

2020 yılı sonunda uluslararası piyasalarda PVC'nin ton başına fiyatı 1600 doları bulduğuna değinen Eren, firmalar, fiyatlarda yaşanan yüzde yüzlük artışa rağmen hammadde bulmakta zorlanmakta" diyerek şöyle devam etti; "Kapı pencere sektörünün hammaddesi son 6 ayda yüzde 137 arttı. Sektörde kristal denilen plastik malzeme yüzde 72 artış gösterdi. Alçak yoğunluklu polietilen de artış yüzde 90'ları geçiyor. Daha çok sağlık sektöründe kullanılan polipropilen de ise yüzde 65 artış söz konusu. Hal böyle olunca firmalarımız ve sektör sermaye yetersizliği yaşıyor. Bugün bir firma bir malı 1 birim alıyorsa, benim sektörüm özelinde konuşmak gerekirse, ben 2,67 birime malı satın almak zorundayım. 1 birim alırken işletme sermayesi oluşturmuş firma, sonra yüzde 137 artışla karşılaşıyor. Bu durumda da firma firma malı tedarik edebilmesi için 1,67 sermaye bulmak zorunda. Tüm şartlara rağmen malı tedarik etse de, müşterisine fiyatı değiştiremiyor çünkü önceden yapılan anlaşmalar söz konusu. Konteyner sıkıntı ise belki bunun yanında yüzde 20-25 çarpandır."

Türk plastik sektörünün en büyük üreticisi Petkim olduğuna değinen Eren, "Petkim Türkiye üretiminin yüzde 12'sini karşılıyor bu dilim içerisinde ise üretiminin yüzde 15'ini ihraç ediyor. GTİP kodlarına göre bakanlık tarafından bizim sektör ürünlerinin yurtdışına çıkışını izne tabi tutabilirler, Petkim'in yurtiçi piyasaya daha fazla ürün sağlaması desteklenebilir. Petkim'în iç piyasaya dönmesi, yüzünü iç piyasaya çevirmesi sanayicilerin temel beklentisi altında. Ayrıca nasıl tarımda bir destekleme varsa, plastik sektörüne de Ticaret Bakanlığı tarafından destekleme verilebilir. Diğer yandan ürünlerin yüzde 88'i yurtdışından ithal geliyor. İthal ürünlerde bir sürü kalem adı altında birçok vergiler uygulanıyor. Buna geçici olarak Ticaret Bakanlığı'mız tedbir alabilir" yorumunda bulundu.

Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV);

 "Fiyat artışında kartel yapılar var"

Ülkemizin plastik sektörünü bir araya getiren en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olan Türk Plastik Sanayicileri Araştırma Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV) ise ESO tarafından yapılan sektörel durum tespiti ve çözüm önerileri raporuna ise kurumsal olarak bilgi vermekte. Dünya çapında, hammadde üretiminin çeşitli bahanelerle, OPEC benzeri yapıları kartel olarak değerlendiren PAGEV,  petrokimya şirketlerince kısılmasının ardından, yüzde 130'ları aşan fiyat artışları yaşandığına dikkat çekerek şu yoruma yer vermekte; "Sanayici firmalarımızın işletme sermayeleri, iki katına çıkan hammadde fiyatlarıyla yarıya düşmüş, yüksek piyasa faizleri sebebiyle dış finansal kaynak bulunması güçleşmiştir. Yine müşterileriyle uzun vadeli anlaşmaları olan sanayicilerimiz ise maliyetlerindeki artışı fiyatlarına yansıtamamaktadır. Gündelik artan fiyatlar sanayiciyi fiyat oluşturamaz ve üretim yapamaz hale getirmiştir. Bu kritik süreç sona erene kadar hammadde ithalatı üzerindeki referans fiyat, gözetim, antidamping, ek mali yükümlülük gibi vergilerin geçici olarak askıya alınmasının da önemli bir tedbir olacağını düşünmekteyiz."
PAGEV ise sektörün elini rahatlatacak taleplerini ise raporda şu şekilde özetlemekte;

"Plastik Hammaddelerin üzerinde uygulanan; referans fiyat, gözetim, anti damping, ek mali yükümlülük, GYÜ Listesinden çıkarılan ülkeler gibi vergilerin Kartel yapıların oluşturduğu Planlı Bakım/Duruş/Force Majeure Dalgası Durulana kadar; başta PP, PE ve PVC ürünleri en başta olmak üzere askıya almak.

Kartel yapıların oluşturduğu Planlı Bakım/Duruş/Force Majeure Dalgası Durulana kadar Petkim'in az olduğunu belirttiği ihracatını sadece iç piyasaya yönlendirerek, yurtiçi piyasadaki arz sıkışıklığını azaltma yönünde katkı vermesi.  Gerekiyorsa kamunun bu düzenleme yapması.
Geri Dönüşüm Sanayinin özellikle yurtiçinde yatırım ve kaynak ihtiyacını karşılayacak politikalar üretmek."