Ülkemizdeki ekonomik tablonun çok iç açıcı olmadığını söyleyen ESGİAD Başkan Vekili Kerem Toparlar Enflasyon, faiz, işsizlik gibi veriler ele alındığında kriz ortamına çok yakın bir tablo oluştuğuna dikkat çekti.

Türkiye’de bugün küçülme yaşanmasa bile ilerleyen sürecin bilinmez olduğunu ifade etti. Dış borçlanmanın yüksek olması , sermayenin ülkeyi terk etmesi vekatma değerli üretimin artmamasının ciddi bir tehlike olduğu ve kamu harcamalarının dizginlemesinin elzem olduğu konularında uyarılarda bulunan Toparlar; “Türkiye’de kriz yok diyemiyoruz ancak ekonomik krizden ziyade ahlaki, güvensizlik ve denetimsizlik gibi krizler olduğunu görmemiz lazım” dedi.

Denetleme Devlet Kurumlarınca Yapılmalı

Ödemelerdeki uzun vadelerin kimse için faydası olmadığını söyleyen Toparlar sözlerine şöyle devam etti “Paranın bir maliyeti var. Ödeme, gününde yapılmadığında bu maliyet borçluya değil alacaklıya yansıyor. Diğer bir deyişle borçlu olan taraf, alacaklı olan tarafın karşıladığı maliyeti kazanç olarak kullanmış oluyor. Alacaklı borçluya alacağı için birde sıfır faizli kredi sağlıyor da diyebiliriz.  Gün sonunda aslında sizin olmayan, ticaret yaptığınız diğer kişilere ait olan para ile vebankadan alınan borç ile iş yapılıyor. Firmaların çoğu varlığını bu şekilde sürdürüyor ve büyüyor. Ancak bu kısa vadeli bir büyüme ve sürdürülebilir değil. İş öyle bir noktaya geldi ki 12 aylık vadeler, keyfe keder ötelemeler görüyoruz. Alıcı uzun vadede ödese de satıcı daralan piyasa koşullarında bu vadeyi kabul etmek zorunda kalıyor. Buradaki asıl problem ahlak krizidir. Uzun vadelerle firmaların acımasızca mağdur edilmesi ve verilen sözlerin tutulmaması büyük bir sorundur. Teoride serbest piyasada bu problem değilmiş gibi gözükse bile pratikte öyle olmadığını herkes yakinen biliyor. Çünkü bu süreç varlığın devam ettirilmesi adına etik dışı olsa bile kabul edilmek zorunda kalınıyor.

Bu sebeple denetleme mekanizmasının net bir şekilde devrede olması gerekiyor. Örneğin çekveren bankanın en az yazılan çekin yüzde 50’si kadar mesuliyeti olmalı. Banka tahsile aldığı çekin ötelemesine kesinlikle bir sınır koymalı.  Tahsildeki çek 10 günlük yasal süre dışında ötelenmemeli, geri verilmemelidir. Her ne kadar kimse ödemelerdeki ötelemeyi kabul etmek zorunda değil gibi bir düşünce oluşsa da bunu kabul etmeyen satıcınınkolektif bir şekilde uygulanan piyasa tehditleri nedeniyle boyun eğmek zorunda kaldığıaşikardır. Bu yüzden bu süreç tamamen ticaretin taraflarına bırakılmadan bizzat devletin bağımsız denetleme kurullarınca denetlenmelidir. Böylece piyasalara olan güven artacak ve yatırımcının teşvik edilmesi daha da kolay olacaktır.