Parla, Eskişehir Osmangazi Üniversitesi (ESOGÜ) Diplomasi ve Model Birleşmiş Milletler Kulübü tarafından Gençlik Haftası kapsamında düzenlenen "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri" konulu konferansta, BM Binyıl Kalkınma Hedefleri'nin 2000 yılında 187 ülke tarafından oy birliğiyle kabul edildiğini söyledi.

Binyıl Kalkınma Hedefleri'nin "yoksulluk ve çocuk ölümlerinin azaltılması" gündemiyle gelişmekte olan ülkeleri hedeflediğini, tüm ülkeleri kapsayan "Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri"ne de ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Parla, bu hedeflerin oluşturulmasına sadece devletlerin değil üniversiteler ve sivil toplumun da katkı sunduğunu kaydetti.

Bu projeyle önemli ilerlemeler kaydedildiğini anlatan Parla, şöyle devam etti:

"Çocuk ölümleri ve yoksulluk azaltıldı ama yapmamız gereken çok şey var. Binyıl Kalkınma Hedefleri aslında daha ziyade gelişmekte olan ülkeleri hedeflemişti. Dünya liderleri 2015 yılında Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri'ni benimsedi. Bunun Binyıl Kalkınma Hedefleri'nden bir farkı var, o da tüm ülkeleri kapsıyor olması. Sadece gelişmekte olan ülkeleri değil gelişmiş ülkeleri de kapsıyor olması ve tüm ülkelerin topluca bu hedeflere ulaşmasının amaçlanması. İkisinin arasındaki önemli farklardan biri bu. En önemli unsur ise açlığın ve yoksulluğun yarı yarıya belli bir oranda azaltılması değil tamamen ortadan kaldırılması. Bunun yanı sıra eşitsizliğin tamamen ortadan kaldırılması. Böylece herkes için daha iyi bir dünya yaratılmasına katkı sağlanması."

"Sürdürülebilir kalkınma"nın yarının kaynaklarını tüketmeden bugünün kalkınmasını sağlamak anlamına geldiğini belirten Parla, "Kalkınmayı sağlarken, ekonomik paylaşımın düzgün olması, çevrenin korunması gerekiyor. Bunlar bir arada oldukları sürece sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşılıyor. Hedeflerin en önemli yanlarından biri de yenilikçilik. Fikirler ortaya atabilmek, yeni tasarımlarda bulunabilmek." şeklinde konuştu.

Parla, bunun önemini vurgulamak amacıyla 17 Mayıs'ta BM Genel Merkezi'nde üst düzey toplantı düzenlendiğini kaydetti.

- "Kutuplaşmadan birlikte çalışmalıyız"

Rektör Prof. Dr. Hasan Gönen de özellikle kurumsal şirketlerin eleman istihdamlarında, adayların mesleki bilgi ve tecrübesinin yanında entelektüel birikimi, topluma katkı sağlayan sosyal sorumluluk çalışmaları, üye olunan dernekler gibi kişisel gayretlere son derece önem verdiklerini söyledi.

Gelecek nesillere güçlü bir Türkiye ve yaşanabilir bir dünya bırakmanın ortak anahtarının kutuplaşmadan, beraber çalışma olduğunu ifade eden Gönen, "1 milyar 900 milyon kişi aşırı açlık seviyesindeyken BM Binyıl Kalkınma Hedefleri ile elde edilen başarı sonucunda bu sayı dünya genelinde yaklaşık 900 milyona geriledi. Bu sevindirici bir gelişmedir." dedi.

ESOGÜ Diplomasi ve Model Birleşmiş Milletler Kulübü Başkanı Aybüke Çalışkan da BM'nin 193 üye ülkeyle kuruluş amacındaki hedefler için çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, "Yaşadığımız dünya muhteşem değildir ve bunun düzeltilmesi gereklidir. Ve bu düzenlemeyi yapmak için en az bir kişi gereklidir. Herkes kendisi için bu düzenlemeyi yaparsa çözüme ulaşmak çok kolay olacaktır. Hangi ülkeden, hangi bölgeden olunduğuna bakılmaksızın hatırlamamız gereklidir ki bizler bu dünyanın vatandaşıyız ve dünyayı korumamız gerektiğinin farkında olmalıyız." diye konuştu.