Gizemgül Yavuz - Eskişehir Haber26

Daha önceden basın camiasının içerisinde bulunmuş, önemli isimlerle röportajlar yapmış bir isimsiniz. Şimdilerde ise Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 26. Dönem Eskişehir Milletvekili olarak Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndesiniz. Önceleri halkın içinde haber yaparken şimdilerde halkın adına meclistesiniz. Neler değişti hayatınızda?

Gazetecilik ve siyasetin ortak bir yönü var. İkisi de halkın çıkarını her şeyin önünde gören meslekler. Bu anlamda gazeteciliğin yararını gördüm. Örneğin; Alpu’ya termik santral yapılmasına ilişkin bir proje var. Hem Eskişehir’in hem de ülkemizin yararı adına baktığımda bunun son derece sakıncalı olduğunu düşünüyorum. Gazeteci olsam da buna karşı çıkış gerekçelerimizin halkımıza anlatılması için çaba gösterirdim. Siyasetçi olarak da aynısını yapıyorum. Hem biz ve tüm canlıların sağlığı açısından, hem gıda güvenliğimiz açısından, hem verimli ovalarımızı ortadan kaldıracağı için karşı duruyoruz biz bu projeye. Dolayısıyla siyasetçi olarak hem Eskişehir hem Ankara’da bu karşıtlığımı dile getiriyor ve halkımızın daha da bilinçlenmesi için uğraş veriyorum. Eğer gazetecilik yapıyor olsaydım yine o toplantılarda olacaktım Eskişehirliler bilsin, Türkiye bilsin diye. Şimdi milletvekili olarak gidiyorum. Bu sefer Meclis bilsin, Türkiye bilsin, Eskişehirliler buna karşı demek için. Gazetecilikte neyi iyi neyi faydalı görüyorsam şimdi de aynısını iyi ve faydalı görüyorum. Kamunun çıkarını gözetiyorum…

DEMOKRASİ VE HUKUK DEVLETİNDEN YANA OLMALIYIZ

Yıllardır gazeteciler üzerine baskı kurulmaya, kalemleri kırılmaya çalışılıyor. Şu anda birçok tutuklu gazetecimiz var. Bununla ilgili ne söylersiniz?

Silivri’deki meslektaşlarımı milletvekili olmadan önce de ziyaret ediyordum. Milletvekili olduktan sonra da ziyaret ediyorum. Geçtiğimiz hafta Silivri’deydim. Sözcü’den Gökmen Ulu’yu ziyaret ettim. Cumhuriyet çalışanlarını ziyaret ettim. Sadece düşünceleri nedeniyle cezaevine atılan yazarları ziyaret ettim. Maalesef bugün Türkiye’nin en büyük utancı cezaevinde gazeteci bulundurmak. Bir başlık attınız diye ya da aykırı bir görüşte bulundunuz diye; hükümeti ya da başka çevreleri sinirlendiriyor diye bizim düşündüklerimizin hapsedilmesi kadar utanç verici bir şey olamaz. Türkiye’nin bu ayıptan kurtulması lazım bir an önce. Gazetecilerin hapsedilmesi konusunda dünyada 1’inci sıradayız.  Bu ayıptan bir an önce kurtulmamız lazım. Demokrasimizi, hukuk devletimizi en güzel noktaya götürmemiz lazım. Türkiye’nin çıkışı için bunu yapmamız lazım. Mesela ekonomik krizden bahsediyoruz şu anda. Herkes çözümü ekonomik tahliller yaparak düşünür, ben çözümün demokrasi ile, hukuk devleti olmak ile çözüleceğini düşünüyorum.

TORBA TORBA ZAM DIŞINDA BİR ŞEY BİLMİYORLAR

Son günlerde gündemimizde Motorlu Taşıtlar Vergisi(MTV) ile ilgili bir torba yasa konusu var. Ve sizde TBMM’de Plan ve Bütçe Komisyonu’nda yer alıyorsunuz. Torba yasadan biraz bahsedebilir misiniz?

Bahsettiğiniz MTV meselesi Meclis’e gelen, benim de içinde bulunduğum Plan ve Bütçe Komisyonu’nda ele alınan torba yasada var. Komisyonda bitti. Şimdi Genel Kurul’a geliyor bu hafta. 130 maddelik bir torba yasa. Bu torba yasada sadece MTV yok, neler neler var.. Size basitçe bahsedeyim. Bir tarafta varlıklı GSM şirketlerinin yaklaşık 5-6 milyar liralık devlete olan borçları affediliyor. Diğer tarafta ise sizin bizim hepimizin ödediğimiz vergiler aşırı bir şekilde arttırılıyor. MTV bunlardan bir tanesi sadece.. Önce %40 dediler, sonra %25’e düşürdüler. %25 de fazla. Neden fazla? Siz çalışıyorsunuz. İşçi memur çalışıyor. Emekli on yıllarca çalışmış maaşıyla geçiniyor. Bu insanlar için ne kadar zam veriliyor. Yüzde 3-5. O zaman bu insanların araçlarına yüzde 25 hatta 35 zam vermek de neyin nesi? %25 zam demek olağanüstü bir zam. Sanki bunu şimdi iyi bir şeymiş gibi sunuyorlar.. Bir başka madde de turizm bölgeleri ile ilgili. Örneğin tatile gidiyorsunuz turizm bölgesinde bir otele. Bu bölgedeki otel arazileri bu şirketlere Özal döneminde 49 yıllığına kiralanmış. Şimdi yok pahasına bu araziler satılacak. Sonrasında siz, biz yani normal vatandaşlar gidemez hale gelecek. Ormanlar satılamaz derken bunu önümüze getiriyorlar. Lojmanları satıyorlar. Memurun ne yapacağı belli değil. Zaten zor şartlardalar. Diyorlar ki siz çıkın biz gökdelen dikeceğiz. Engellilerimizi, şehit yakınlarımız ve gazilerimizin haklarına getirilen kısıtlamalar var. Ayrıca bu paket bizden 38 milyar daha borçlanma yetkisi alıyor. Ama onun nereye harcayacağının bilgisini bize vermiyor.

Pakette olmayanları da sayalım: Asgari ücretten verginin kaldırılması yok. Emeklilerin beklediği zamlar yok. Çiftçiye, esnafa destek yok. Varsa yoksa vergi var. Zam var …

 

Türkiye’nin gündeminde seçim tartışmaları var. Ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’de millet iradesi dışında bir takım hak gaspları oluyor. Nedir onlar? Seçilmiş belediye başkanları bir tek kişi istiyor diye görevlerinden ayrılıyor. Ve halka bunun hesabını vermiyorlar. Yolsuzluksa, terörse, FETÖ ise o zaman yargının bunun hesabını sorması lazım. Hukuk devletinde seçilmiş bir kişi iki şekilde görevinden gider: birincisi seçimlerle, ikincisi ise hukuk ile. Yasalarımızda bunun yolları da belli. Ama burada yapılan bir hak gaspı. Hukuksuz bir işlem. Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu da çıktı dedi ki. “Madem bu belediyelerde sorun var. Hukuka da gitmiyorsunuz. O zaman hodri meydan erken yerel seçim yapılım” dedi. Doğrusu budur. ‘CHP’ye yarar mı yaramaz mı? Hangi partiye yarar?’ şeklinde dar bir bakıştan ziyade ‘hukuken doğrusu, siyaseten  doğrusu nedir?’ onu söylüyor Genel Başkanımız. Ve bundan sonra da söylemeye devam edeceğiz. Madem belediye başkanları ile ilgili şaibe var ve bunu hukuku kullanarak çözmek istemiyorsunuz o zaman içinde bulunduğumuz süreçten çıkış erken bir yerel seçimle olur. .

2014’TE BÜYÜKERŞEN’E ‘ÇIKIN ADAY OLUN’ DEDİM

Eskişehir’in ve Türkiye’nin gündemine gelen Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in Cumhurbaşkanlığına adaylığı ile ilgili bir durum var. Nasıl değerlendirirsiniz?

2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında gazeteciydim. Ve Yılmaz Hoca’mızın hem aday olmasını isteyenlerden, hem de kendisine ‘Aday olun Hocam’ diyenlerdendim. Kendisi de bunun şahididir.

Yılmaz Hoca’nın sadece Eskişehir’in değil Türkiye’nin yetiştirdiği ender isimlerden biri olduğuna her zaman inanan biriyim. Genel Başkanımızın sözleri çok yankı yarattı. Çünkü çok haklı: Yılmaz Büyükerşen siyasete de toplumun her alanına da katkı vermiş olan ve bundan sonra da mutlak surette verebilecek bir kişidir. Sadece belediyecilikte değil eğitim alanında, radyo-televizyon alanında, kültür-sanatta, turizmde neler yaptığı hepimizin malumu.

KILIÇDAROĞLU’NUN ADAYLIĞINDA YILMAZ HOCA’YA KATILIYORUM

Peki şimdi? Yılmaz Büyükerşen ‘Genel Başkan aday olmalı’ diyor.

Yılmaz Hoca’mızın bu konudaki görüşlerini isabetli buluyorum. Yani Cumhurbaşkanlığı adaylığının Sayın Genel Başkanımızın hakkı olduğu demecine katılıyorum. Değişen başkanlık sisteminde Cumhurbaşkanı artık eski yetkilerinde değil. Tüm yetkilere sahip. Aynı zamanda da siyasi kimliği var. Biz buna karşıyız. Ama bu sistem içinde bir Cumhurbaşkanı seçildikten sonra ancak bu karşı olduğumuz noktalarını düzeltme imkanı bulacağız. Ülkede başbakan olmayacak. Onun görevlerini üstlenen bir Cumhurbaşkanı var artık.  Bu nedenlerle de seçimde AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın karşısına onun çıkması eşyanın tabiatı gereği. Yılmaz Hocamızın bu bakış açısına katılıyorum.

Kemal Bey aday olmayı istemiyor galiba. Bu yönde demeçleri var..

Benim izleyebildiğim kadarıyla bu konuda kesin bir karar açıklamış değil. Çünkü henüz vakti gelmediğini düşünüyor. Ama erken bir seçim olursa bu kararı vermek daha süratli gerçekleşebilir. Genel Başkanımız 2014’te olduğu gibi ’Ben olmuyorum’ der ise, Yılmaz Hocamızın adaylığını nasıl 2014 yılında güçlü bir şekilde desteklemişsem şimdi de aynı şekilde tüm gücümle desteklerim. Partimizin bu yönde alacağı bir karardan da son derece mutlu olurum. Var gücümle kendisini Cumhuriyetimizin bu en onurlu koltuğuna oturtmak için çalışırım. Sadece ben değil onu tanıyan, bu şehir bu ülke için hizmetlerini bilen tüm vatandaşlar var gücümüzle çalışırız. 

Büyükerşen Hocamızın da seçilmesi halinde kendisinin bu görevi anayasamızda yazdığı gibi layığı ile yerine getireceğine de yürekten inanıyorum.

İNTERNET GAZETECİLİĞİ İÇİN YASA ÇIKMALI

Son dönemlerde yazılı gazetelerin yerini internet gazeteleri almaya başladı. İnternet gazeteleri için resmi ilanlar almak üzere bir yasa tasarısı hazırlanıyor. Bu konu ile ilgili neler söylersiniz?

İnternet yayıncılığı son derece önemli bir şey.  Çünkü artık dijital çağdayız. Her şey hızlı. Haber yarını beklemiyor. Şu anda olan şey şu an çok önemli. Yarın bu kadar önemli olmayabilir. Eskişehir’imiz bu konuda bence Türkiye’nin diğer şehirlerine baktığımızda epey zengin bir internet yayıncılığı var. Ama sorun var. Bir yasa çıkması lazım. İnternet yayın organlarının gelir kaynaklarının olması için bir yasaya ihtiyaç var. Bu noktada bize görev düşüyor ama bizden önce size görev düşüyor. Bir araya gelip, güçlü olup, birleşerek hükümet nezdinde taleplerinizi iletmeniz gerekiyor.

BAŞKANLARIMIZ BAŞARILI, DAHA ÇOĞUNU KAZANACAĞIZ  

Belediyeler tartışması var. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Siz üç CHP’li belediyeyi başarılı buluyor musunuz?

Kesinlikle başarılı buluyorum. Sadece üçünü değil 5’ini de başarılı buluyorum. Han’da Erdal Şanlı, Mahmudiye’de İshak Gündoğan’a gidin bakın neler yapıyorlar merkezi idarenin tüm olanaksızlıklarına karşın. Büyükşehir’de Yılmaz Hoca, Tepebaşı’nda Ahmet Başkan, Odunpazarı’nda Kazım Başkan var güçleriyle çalışıyorlar. Sürekli üretiyorlar. Zaten hizmette başarılı olamazsak bu halk ne belediye başkanlarının ne de bizim arkamızda durmaz ki. Kimsenin arkasında durmaz. Sadece kaşı gözü için kimseye oy vermez. Halk hizmet bekler. Eskişehirliler daha da kaliteli hizmet bekler. CHP’li belediyeler olarak Eskişehir’de son derece başarılıyız. Erken ya da zamanında ne zaman yapılırsa yapılsın bu başarımızı sürdürmekle kalmayacak, yeni belediyeleri de mevcut 5 belediyemizin arasına ekleyeceğiz. Kırsalda zaman zaman ziyaretlerimde AKP’li belediyelerin kendilerinden beklenen icraatları yapmadıklarını, büyükşehirin omzuna yıkmak istediklerini  çok iyi görüyorum. Memnuniyetsizlik var. Buna karşılık Büyükşehir Belediyemiz değişen büyükşehir yasası sonrasında sorumluluğu artmasına ve yeterince bütçesi olmamasına karşılık sürekli hizmet üretmekte. Sadece CHP’li Mahmudiye’ye alt yapı katkısı sağlamıyor. İşte Çifteler’de, Beylikova’da yapılanlar ortada. Kendi başkanları da bunları söylüyor, teşekkür ediyorlar. Belediyelerimizin hizmetleri ve başarıları önümüzdeki sadece yerel seçimlerde değil genel seçimlerde de etkili olacak. Bu bilinçle hepimiz çalışmaya devam ediyoruz ve edeceğiz.

SEÇİLSELERDİ ESKİŞEHİR KAZANIRDI

CHP’nin parti yönetim seçimlerinde Eskişehirli iki milletvekili aday olmalarına rağmen arzu ettikleri göreve seçilemediler. Nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok üzüldüm. Ben Eskişehirimizin ve Eskişehirlilerin hangi alanda olursa olsun Türkiye genelinde görünür, bilinir olmasından başarılı hizmetler yürütmelerinden, Eskişehirimizin ismini yüceltmelerinden hep çok gurur duyarım. İşte bakın aramızdan çıkan sendikacılarımız. Ebru Sungar Eğitim İş merkez yönetiminde. En etkili isimlerden biri. Cengiz Ünder Şeker İş yönetiminde, Bülent Nazım Yılmaz Türk Tabipler Birliği Merkez yönetiminde. Bakın son olarak Amatör Kulüpler Federasyonu Eskişehir Şube Başkanımız Sadri Atam Genel Merkez yönetimine seçildi. Her birini öğrenir öğrenmez kutladım.

Rakibimiz olan partilerde de Eskişehirli isimlerin iyi noktalara gelmesinden sevinirim. Nabi Hoca’nın (Avcı) bakanlığı, önce Emine Hanım (Nur Günay) sonra da Harun Bey’in (Karacan) parti üst yönetiminde üstlendikleri sorumluluklarda, yine benzer biçimde Ruhsar Hanım’ın (Demirel) MHP üst yönetiminde aldığı sorumluluklarda hep kendilerini aramış samimi biçimde kutlamışımdır.

Kendi partimizle ilgili seçime de bu şekilde Eskişehir öncelikli bakıyorum.  İkisi de ya da en azından birisi kazansa hem partimiz hem de Eskişehirimiz için çok iyi olacaktı. Parti Meclisi Üyemiz Sayın Gaye Usluer ile oylama öncesindeki ziyareti sırasında kendisine desteğimi iletirken, hem bir kadın milletvekilinin grup başkanvekili olmasını arzu etiğimi hem de Eskişehir’in mutlaka Grup yönetiminde temsil edilmesi gerektiğine inancımı söyledim. Maalesef ikisi de olmadı.

Çıkan sonuç Meclis grubumuzun takdiri. Ama seçilememiş olmaları bu görevlere layık olmadıklarını, yapamayacaklarını asla göstermez. Tam tersine Gaye Hanım da, Cemal Bey de alanlarında, Meclis’te ve parti yönetiminde üstlendikleri sorumluluklarıyla ilgili son derece titiz, özverili çalışan, başarılı çalışmalar yürüten yol arkadaşlarımız. Bunda sonra da ülkemiz, partimiz ve Eskişehirimiz için başarılı hizmetlerini sürdüreceklerine inanıyorum.