Ortopedi ve travmatoloji uzmanı Op. Dr. Asım Kayaalp liderliğinde 14 cerrahın bir ekip ruhu içinde çalıştığı merkezde spor yaralanmaları ve artroskopik eklem cerrahisi, artroplasti (eklem protezleri), çocuk ortopedisi, omurga cerrahisi, ayak cerrahisi ve tümör cerrahisi ameliyatları gerçekleştirilmektedir.

Bilimsel gelişmelerin yakından takip edildiği merkezin cerrahları ülkemizde ve dünyada birçok kongre, kurs ve konferansta eğitici olarak görev yapmakta ve bu sayede merkezde kişiye özel diz protezleri, kıkırdak nakli, kalça artroskopisi, diz bağ cerrahisi konularında birçok yeniliklere ve ilklere imza atılmaktadır. Ayrıca Çankaya hastanesi cerrahları alt dal derneklerinin yönetiminde aktif olarak yer almakta ve de ulusal ve uluslararası birçok kurs, kongre ve sempozyumda eğitici olarak görev yapmaktadırlar.

Tıbbi kadrosu ve cerrahi yetkinliği ile ülkemizin sayılı Ortopedi ve Travmatoloji merkezleri arasında gösterilen Çankaya Hastanesi yeni binası ile uluslararası boyutta bir merkez olmanın gururunu pekiştirmek istiyor. Op. Dr. Asım Kayaalp ile sizler için ortopedi alanındaki bu başarının detaylarını görüştük

HM: Sizce Çankaya Hastanesi’ni ortopedi alanında bu denli tercih edilen bir merkez haline getiren etkenler nelerdir?

AK: Çankaya Hastanesi her ne kadar 55 yıllık bir hastane olsa da Ortopedi ve Travmatoloji’deki iddiası bundan 26 yıl (1996) önce, üç ortopedistin o zamana kadar ülkemizdeki özel hastanelerde örneği olmayan bir çalışma sistemi ortaya koyması ile başladı. Bu üç cerrah bütün hastalarını görüp, tedavi kararı verip, tedavilerini yapıp, sonuçlarını değerlendirirken birlikte hareket ettiler. Bu davranış şekli hastalara yaklaşımda grubun temel felsefesini oluşturdu. Giderek büyüyen grup 14 ortopedi ve travmatoloji uzmanına ulaştı.

Ortopedinin travma, çocuk ortopedisi, artroskopi ve eklem cerrahisi, ayak ve ayak bileği cerrahisi, omurga cerrahisi, el cerrahisi, tümör cerrahisi gibi alt dallarında uzmanlaştılar. Zamanla omurga hastalıkların tanı ve tedavisinde deneyimli bir beyin cerrahisi ile el- mikrocerrahi alanında deneyimli iki plastik ve rekonstrüktif cerrahi uzmanı da gruba katıldı. Ortopedi hastalarının tanı ve tedavilerinde çalışan bir fizik tedavi uzmanı, iki radyolog, bir spor hekimi ve dört fizyoterapist meslektaşımız da gruba katılarak destek verdiler. Ortopedi hastalarının ameliyatlarındaki anestezi ve ağrı tedavisinde uzmanlaşmış bir anestezi ekibi de ekibin üyesi oldu. Hastalarımıza ait tüm kayıtları dijital ortamda saklayan bir dokümantasyon uzmanı ve bir grup koordinatörü çalışmaların düzenli yürütülmesine destek verdi. Tüm bu gelişmeler ışığı altında Çankaya Hastanesi ülkemizde ortopedi alanında bir referans merkez haline geldi.

HM: Merkezinizde diz ve kalça protez cerrahisinde robotik cerrahinin daha fazla tercih edildiği biliniyor, robotik cerrahinin avantajları nelerdir?

AK: Eklem protezleri, ileri evre eklem hasarı olan hastalarda yıllardır başarıyla uygulanan tedavi yöntemlerinden birisidir. En sık diz, kalça ve omuz eklemlerinde uygulanırlar. Aşınmış olan eklem yüzleri ağrısız harekete izin veren implantlar ile değiştirilir. Ülkemizde yılda 100.000 diz ve 40.000 kalça protezi uygulanmaktadır. Elli yıldan fazla geçmişi olan bu tedavi yönteminde yıllar içinde hem implant tasarımı ve malzemelerinde hem de cerrahi tekniklerde birçok gelişmeler ortaya çıkmıştır. Modern protezlerin, tekniğine uygun yapıldığında 20 yılın üzerinde sorunsuz hizmet vermesi beklenir.

Robotik protez cerrahisi, cerrahın eklem protezini daha doğru ve en az yumuşak doku hasarına yol açacak şekilde yerleştirmesini sağlayan teknolojik bir yardımcıdır. Robotik protez cerrahisi deneysel bir yöntem değildir. 2008 yılında FDA onayı almış ve şu ana kadar dünya üzerinde 300.000’den fazla hastaya başarı ile uygulanmıştır. Dünyada 900’den fazla merkezde yapılan bu cerrahi ile ilgili 800’den fazla bilimsel yayın yapılmış ve kullanım alanları, teknikleri ve kısıtlamaları belirlenmiştir. Robotik cerrahinin avantajlarını şu şekilde özetleyebiliriz.

Daha hassas ve doğru protez yerleştirilmesi sağlanır

Robotik cerrahi ile cerrah tarafından önceden planlanmış olan kemik kesileri 1mm ve 1 derece açısal hassasiyetle gerçekleştirilir. En deneyimli cerrahların bile bu doğrulukta kesi yapmaları mümkün değildir.


 

Mükemmel bir bağ dengesi sağlanır

Ameliyatın her aşamasında robotik sistemler ile hem kalça hem de diz ekleminde yumuşak dokuların gerginliği ve dengesi kontrol edilir. Gerektiğinde ameliyat sırasında küçük ayarlamalar yapılarak mükemmel bir bağ dengesi sağlanması mümkündür.


Ameliyat sonrası dönem daha konforludur

Klasik protez cerrahisi sırasında kesi kılavuzlarının yerleştirilmesi için kemik kanalına delik açılması ve yumuşak doku dengesini sağlamak için yapılan geniş bağ gevşetmelerine robotik cerrahide gerek yoktur. Daha az kan kaybı, daha az yumuşak doku hasarı ile birleşince, robotik cerrahi sonrası dönemde ağrı daha az görülür. Turnike kullanılmadığı için diz hareketlerinin kazanılması daha kolaydır, kas gücünde kayıp daha azdır.

İyileşme tamamlandığında normal eklem hissi daha yüksek orandadır

Eklemin ne kadar normal ve doğal hissedildiğinin belirlenmesinde “Unutulmuş Eklem Skoru” kullanılır, bu skor ne kadar yüksekse, hastaların ameliyatlı eklemi normale yakın hissettiği ve eklem protezinin unutulmuş olduğu kabul edilir. Robotik cerrahi sonrasında “Unutulmuş Eklem Skorları”, klasik cerrahiden daha yüksektir.

Protez dayanıklılığı daha uzundur

Eklem protezlerinin verimli kullanım süresi diz protezleri için 15-20 yıl, kalçalar için 20-25 yıl civarındadır. Protezin üç düzlemde de daha doğru yerleştirildiği modern robotik cerrahilerinde ise bu süreler  daha uzundur.