Figen Esen’in açıklaması şöyle: “Ramazan ayı denilince akla oruç gelir. Doğal olarak, oruç tutulurken beslenme şekli ve öğün sayısı değişir. Ramazan ayında öğün sayısı üç öğünden iki öğüne inmekte ve buna bağlı olarak kişiler özellikle hamur işleri ve tatlıların tüketimini artırarak beslenme şekillerini olumsuz yönde değiştirmektedirler. Oysa oruç tutarken sağlıklı ve çeşitli besinlerin yeterli miktarlarda tüketilmesi gerekir. Ramazan ayında kişilerin yaş, boy, cinsiyet ve fiziksel aktivitelerine göre alması gereken enerji, protein, yağ, karbonhidrat, vitamin ve mineral ihtiyacının değişmediği unutulmamalı, sağlığın korunması açısından yeterli ve dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir.

Oruç tutulurken yeterli ve dengeli beslenmenin mümkün olabilmesi için özellikle sahur öğününü atlamamak gerekir. Sahurda sadece su içerek niyetlenmek 17 saat olan açlığı 21-22 saate çıkaracak ve açlık; kan şekerinin daha erken saatlerde düşmesine ve buna bağlı olarak baş ağrısı, yorgunluk, halsizlik gibi yan etkilerin ortaya çıkmasına sebep olacaktır. Bunun aksine eğer sahur öğünü ağır yemeklerden oluşursa bu durumda da hazımsızlık ve (gece metabolizma yavaşladığı için) kilo alımı ortaya çıkacaktır. Bu sebeple sahura mutlaka kalkılmalı ve süt, yoğurt, peynir, yumurta gibi protein içeriği yüksek gıdalarla kahvaltı yapılmalıdır. İftarlarda ise açlığa bağlı olarak kişilerin kan şekeri düşmekte ve kısa zamanda çok yemek yeme isteği doğmaktadır. Halbuki tokluk yemeklerden 15-20 dakika sonra gerçekleşmektedir.

Çok hızlı yemek yendiğinde hem kalori açısından, hem de miktar açısından çok fazla besin tüketilmektedir. Bu da ilerleyen günlerde sindirim sisteminde problemlere ve kilo almaya sebep olmaktadır. Ramazan ayında en çok karşılaşılan problemlerden birisi de yenilen besinlerin tekrar yemek borusu ve ağza gelmesi olarak tanımlanan “Reflü”dür. Tüm bu sorunların ortaya çıkmaması için sağlıklı beslenme önerileri çerçevesinde hareket etmek gereklidir. Oruç tutmak sağlıklı insanların metabolik dengesinde çok önemli bir değişiklik yapmaz. Ancak orucun hastalar, hamile ve emzikli kadınlar gibi özel durumlarda olumsuz sonuçlar doğurabileceği de göz ardı edilmemelidir. Ramazan ayında öncelikle su tüketimine çok dikkat edilmelidir. Hiçbir zaman çay, kahve ya da çorba saf suyun yerini tutamaz. Havaların da sıcak olması sebebiyle aralıklı olarak 2-2.5 litre su tüketilmelidir. Mümkün olduğunca sık aralıklarla beslenmeye çalışılmalıdır. İftar ve sahur arasında en az iki ara öğün yapmaya gayret edilmelidir. Ara öğün olarak meyve, yoğurt, hafif sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Oruç hafif şekeri olan hurma gibi