Doğada yetişen on binlerce mantar türü bulunduğunu belirten Küçük, “Mantarların zehirli olup olmadıklarını şekline, rengine vb. bakarak anlamak mümkün değildir” ifadelerini kullandı.

Küçük, “Kültür mantarları dışındaki yabani mantarlar, içeriğindeki toksinler nedeniyle zehirli olabilmektedir. Mantarın renk, boyut gibi özelliklerinden zehirli olup olmadığı anlaşılamaz. Halk arasında yaygın olarak bilinen, “Piştikten sonra çatal batırdığında rengi gümüş oluyorsa zehirlidir” tanımı da maalesef doğru değildir. Çok tecrübeli insanlar bile zehirli mantarı ayırt edemezler. Yenebilir mantarlar arasına karışan bir tek zehirli mantar bile çok acı sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle bu tür mantarlar her ne şekilde olursa olsun tüketilmemelidir.

Mantarın yoğurtla birlikte tüketilmesi, pişirilmesi, sirkeli ya da tuzlu suda bekletilmesi/kaynatılması, taze, konserve yada kurutulmuş olması zehrinin yok edilmesi için yeterli değildir. Mantarın zehri hiçbir şekilde yok edilemez. Doğada kendiliğinden yetişen mantarların zehirli veya zehirsiz olduğunu bakarak anlamak her zaman % 100 mümkün değildir.

Sersemlik, uykuya meyil, bulantı, kusma, ateş, terleme, bulanık görme, yüz ve boyunda kızarıklık, ağızda metalik tat, karın ağrısı, ishal mantar zehirlenmesinin ilk gözlenen belirtileridir. Daha sonra karaciğer, böbrek ve diğer organların işlev bozuklukları, koma ve ölüm de görülebilmektedir. Mantar tüketiminden sonra bu belirtilerden bir ya da birkaçı görüldüyse en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Mantar zehirlenmelerinin engellenmesi için, doğal alanlarda yetişen mantarlar kesinlikle yenmemeli, bunun yerine kültür mantarı tercih edilmelidir Satın alacağınız mantarın ambalajlı olmasına ve etiketinde üretim yeri, üretim izni, üretim tarihi gibi bilgilerin yer almasına dikkat edilmelidir” şeklinde açıklama yaptı.