TBMM'de basın toplantısı düzenleyen Tezcan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

Açtırma kutuyu söyletme kötüyü derler. Mübarek cuma günü, bize kutuyu açtıracaklar. Biz, TBMM 'Bu konuyu görüşsün' dedik ama hakim irade bu konunun görüşülmesinden anlaşılan o ki rahatsız. Biz kutuyu açtık, bundan sonraki artık kutunun içinden çıkanlardan kimin rahatsız olacağı ile ilgili.

Araştırma önergemiz AK Partili vekillerin oyuyla reddedildi. Parmak hesabı, vicdan hesabına hakim geldi. Hani diyorlardı ya, niye paylaşmıyorsunuz diye. Paylaşacağız. Şimdi milletle paylaşacağız. Size gösterdiğim bu belgeleri size dağıtacağım.
Bizi susturmaya gücün yetmeyecek. Gerçeğin gücü her şeyin üzerinde.
Önce, 'Bu belgeler sahte' dediler. Sonra 'Ticari ilişki var' dediler. Ona da bakacağız nasıl bir ilişki diye. Ondan sonra çarşamba günü Sayın Erdoğan, 'Şirket satışı karşılığı aldığı para' dedi.

Biz Bu İşleri Bilmeyiz,Yapmaya Kalksak Ayağımıza Dolaşır
Sahte diyenler şunu biliniz. Biz sahte işi bilmeyiz. Ama off-shore adalarında iş tutmayı becerenler, sahte işlemlerin nasıl yapılacağını çok iyi bilir. Biz yapmaya kalksak ayağımıza dolaşır. Savcılık da istemiş, vereceğiz savcılığa.

Hangi Şirketi Sattınız?

Dediler ki 'Şirket satışı için verildi' dediler. Nasıl bir şirket satışı bu? Hangi şirketi sattılar? 15 milyon dolar bu dekontlarda. İkinci soru bu şirketin ortakları kim? Bu şirketin ortaklarını çıkarın, kamuoyu bilecek. Üçüncüsü sermayesi ne kadar bu şirketin? 15 milyon dolara satılmış, 1 sterlinlik bir şirket almış. Biz bir şirket satışı bilmiyorduk. Şirket satışı gürültüyle üstü örtülemez. Bu nasıl ticaret? Bir sterlinlik şirket, 15 milyonluk ödeme… Bunun adı ticaret. Nasıl ticaret?