TBMM Dışişleri Komisyonu’nun CHP’li üyesi Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ABD ziyaretinde, Türkiye’nin ABD’den beklentilerinin hiçbirinin çözüme kavuşturulamamasını eleştirerek, “Gidişte ‘Dostum Biden’ idi, Erdoğan ile görüşmeyince ‘Hayırsız Biden’ oluverdi. Beklenen hiçbir görüşme olmadı. Ne ABD Başkanı Biden, ne Yunanistan Başbakanı ne İsrail Cumhurbaşkanı. ABD ile yaşanan sorunların hiçbirinde ilerleme yok. Paris İklim Anlaşması’ndaki ayıbımızı örtmek için de uçaklar dolusu bakan, milletvekili ve bürkort ile makam araçlarıyla  New York’a gitmeye gerek yoktu. Ziyaret tam bir fiyaskodur” dedi. 

Türkiye’nin Kabil Büyükelçisi Cihad Erginay’ın, Afganistan’da Taliban’ın Dışişleri Bakan Vekili Emirhan Muttaki ve diğer bakanlarına gerçekleştirdiği ziyaretlere de tepki gösteren Çakırözer, “Bunun anlamı Taliban yönetimini tanımaktır. Bu kararı ne zaman aldınız? Kadınların, çocuklar, gazeteciler ve tüm Afgan halkı büyük baskı altındayken, Taliban dünyaya güvence vermeden böyle bir tanıma olmamalıydı” dedi.

Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran'ın Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi'nin (TASC) Ortodoks Yahudi Ticaret Odası ile yayınladığı ortak açıklama ile birlikte poz vermesini de eleştiren Çakırözer, “O açıklamada, Filistin yanlısı sivil toplum haraketlerine karşı İsrail’in korunacağı sözü veriliyor. Yine o açıklamada kendi Dışişleri Bakanlığımızın ihanet dediği körfez ülkeleri ile İsrail arasındaki ‘İbrahim Mutabakatının’ destekleneceği açıklanıyor. Hem gururla poz veriyorlar. Sonra skandal ortaya çıkınca deniyor ki bizim Dışişleri Bakan Yardımcısı belgeden habersiz. Bir de kendilerinden özür diletiyorlar. Dışişleri Bakanı’na soruyorum: Başında Erdoğan’ın akrabasının bulunduğu ve Türkiye tarafından desteklenen TASC o belgeyi imzalarken taahhütlerden haberiniz yok mu? Filistin davasına ihanet dediğiniz bir anlaşmaya nasıl sahip çıkıyorsunuz? Bir de kendinizden özür dilettiriyorsunuz. Asıl bu milleten ve mazlum Filistin halkından özür dilemesi gereken bu beceriksiz basiretsiz iktidardır” dedi.

HİÇBİR SORUNU ÇÖZMEDEN GELDİLER: FİYASKO

TBMM Dışişleri Komisyonu üyesi, CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer Meclis’te düzenlediği basın toplantısında dış politikaya yönelik şu eleştirilerde bulundu: 

-AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan çok büyük bir kafileyle ABD’ye gitti. İki uçak dolusu bakan, bürokrat, koruma, yüzlerce insan götürülmüş. Yetmemiş yine Cumhurbaşkanı ve heyet üyelerinin araçları Türkiye’den nakliye uçaklarıyla taşınmış. New York sokaklarında 34 plakalı araçlarla gezilmiş. 5 gün sonra dün heyet döndü. Sonuç fiyasko. ABD ile aramızdaki ciddi sorunlardan bir tanesi bile çözülememiş.

- ABD Başkanı Biden’ın ülkemize yönelik tarihi gerçeklerle bağdaşmayan hukuksuz soykırım iftirası konusunda Türkiye hala Devlet Başkanı düzeyinde tepkisini koymuş değil. Haziran ayında NATO’daki başbaşa görüşmede “hamdolsun konu açılmadığı” için tepki verilmemişti. New York’ta da görüşme olmayınca yine tepki verilmedi.

- Türkiye’nin ortağı olduğu F35 projesinde 1.4 milyar dolar yani 13 milyar lira verdiğimiz F35 savaş uçaklarımıza ABD yönetimi resmen el koydu. Bu haksızlık ortadan kaldırılamadı 

- Türkiye F35 projesinden çıkarıldı. Eskişehir dahil birçok ilimizde savunma sanayi firmalarının milyar liralarla ölçülen sipariş iptalleri, zararları var. Bu konuda bir çözüm yok.

- Rusya’dan S400 hava savunma sistemi alındı. ABD karşı diye kullanılamıyor. Bedeli 2.5 milyar dolar. Madem kullanmayacaktık 20 milyar Türk lirasını nasıl böyle savurduk hala kimse anlamış değil.    

 - Suriye’de kurulmakta olan PKK devletine ABD’nin desteği sürmekte. Bu konuda Türkiye’nin kaygısını giderecek hiçbir olumlu adım bu ziyarette de yok. 

- 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaki isimler ABD’de. İadesi konusunda en ufak bir adım yok.”

“DOSTUM BİDEN” ÜÇ GÜNDE OLDU “HAYIRSIZ BİDEN” 

“Sorunlu konulardan hiçbirinde ilerleme yok. Daha vahimi bunların ele alınabileceği bir ikili buluşma dahi yapılamamış.. Bunun yerine iki ülke dışişleri bakanlarının nezaket buluşması ile yetinilmiş. Biden ile bir fotoğraf dahi çektirememek Erdoğan’ın konuşmalarına bile yansımış. New York’a gittiği ilk gün Biden ile mutlaka görüşme beklentisi var. Amerikan şirketlerinin yöneticilerine şunları söylüyor: ‘Türkiye ile ABD iki güçlü ortak 70 yıllık müttefik sağlam temele dayalı ilişki. Son dönemde ülkemiz arasındaki stratejik ortaklığın önemi kıymeti daha da arttı. Aramızda görüş ayrılığı olabilir. Ama iki ülkede zorlukları aşma konusunda kuvvetli bir siyasi anlayış ve iade var. Değerli dostum Biden ile Brüksel’de yaptığımız samimi ve kapsamlı görüşmede bu ortak irademizi teyit ettik’ ”

ASIL BU DIŞ POLİTİKA HAYRA ALAMET DEĞİL

“Peki sonra ne oluyor. Biden görüşecekleriyle görüşüp Erdoğan ile görüşmeden New York’tan ayrılıyor. Bırakın görüşmeyi bir fotoğraf dahi yok! Üç gün sonra dönüşte Erdoğan’ın üslubu değişiyor. Ne diyor: ‘Daha önce hiçbir Amerikan lideriyle bu durumu yaşamadım. Biden ile iyi başladık diyemem. Şu andaki gidiş hayra alamet değil. Amerika dürüst davranmadı davranmıyor’ Evet sözlerinde bir gerçeklik var. O da şu: Bu beceriksiz ellerde, bu üç günde yapılan ‘u’ dönüşleriyle Türk dış politikasının gidişi hiç de hayra alamet değildir. Çıkış ekonomide, sağlıkta, dış politikada, eğitimde olsun her konuda Türkiye’nin bu beceriksiz kadrolardan  kurtulmasıdır. Bunun yolu da yapılacak bir erken seçimdir.” 

“BİNAYLA İTİBAR ARTMAZ!”

 “TürkEvinin açılması memnuniyet vericidir. Hayırlı olsun. Hikayesi 70’li yıllara dayanır, dönemin Başbakanı Demirel, Dışişleri Bakanı İhsan Sabri Çağlayangil, Washington Büyükelçisi Melih Esenbel ve dönemin New York Başkonsolosu Sıtkı Coşkun, Merkez Bankası Başkanı Cafer Tayyer Sadıklar ilk bina alımında emeği geçenler. Hem onlara hem de şimdi Türkevi olarak yeniden hizmete açılan binanın yapımında  emeği geçen herkese teşekkür ederiz. Ama ülkelere prestij, başarı kazandıran binalar değil, onların içindekilerin  uyguladıkları politakalardır. Son New York ziyareti gibi plansız, programsız fiyasko geziler yaparsanız değil 34 katlı 134 katlı binanız olsa itibarınız artmaz” 

PARİS AÇIKLAMASI İÇİN İKİ UÇAK ADAMA İHTİYAÇ YOKTU!

“Paris İklim Anlaşması’nın onay sürecinin başlatılacağı açıklaması memnuniyet vericidir. Biz yıllardır ‘gönderin Meclis’e bir satte çıkaralım’ diyoruz. 197 ülke arasında 191‘i onaylamış. Altı ülke kalmış. Biri Türkiye. Bu büyük ayıbı ortadan kaldırmak için iki uçak dolusu insanla, uçaklar dolusu arabayla New York’a gitmeye gerek yoktu !? Ayrıca onaylamak önemlidir ama asıl mesele onu uygulamaktır. Bugüne kadar bu anlaşmada yüklenilen sorumluluğun nasıl yerine getirileceği konusunda ne Erdoğan’ın ne de bakanlarının ağzından tek bir cümle çıkmamıştır.” 

ÖNCE TÜRKİYE’YE ADALET

“ Erdoğan New York’ta 'Daha Adil Bir Dünya Mümkün' kitabını da tanıttı, liderlere dağıttı.  Tabii ki daha adil bir dünya hepimizin arzusudur ama Türkiye’de yaşayan 83 milyonun da bu kitabın yazarından bir talebi var: Daha adil bir Türkiye! Türkiye’de adaylet yok diyenlerin, yargıya güvenmeyenlerin oranı yüzde 80’lere dayandı. Tutuklu gazeteciler, siyasetçiler, düşünce özgürlüğü mahpusları en önemli eksiğimiz adalet diyor. Emekliler, esnaf, işsizler, çiftçiler kendilerine verilmeyen hakların beşli çeteye verildiğini gördükçe adalet istiyorlar. Yurtsuz kalan yüzbinlerce evladımız kendilerine yurt yapılmazken ABD’ye giden makam uçaklarına, yazlık kışlık saraylara, geçilmeyen uçulmayan yollara hava alanlarına verilen milyarları görünce adalet istiyor. Şiddet mağduru kadınlar adalet istiyor. Yani adalet konusunda çuvaldızı dünyaya batırmadan önce iğneyi kendimize batırmalıyız.”

“FİLİSTİN’E ÖZÜR BORCUNUZ VAR!”

Çakırözer, Erdoğan’ın ABD seyahati sırasında, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yavuz Selim Kıran'ın Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi (TASC) ile Ortodoks Yahudi Ticaret Odası’nın yayınladığı deklarasyon ile birlikte poz vermesini de eleştirerek şunları söyledi:

 “Bu skandal bir fotoğraftır. Yapılan açıklamada, Filistin’e baskı politikalarına karşı kurulan BDS adlı sivil hareketin İsrail’e yaptırım politikalarına karşı çıkma sözü veriliyor. Kendi Dışişleri Bakanlığımızın resmen ‘ihanet’ dediği Körfez ülkeleri ile İsrail arasındaki ‘İbrahim Mutabakatı’ açıkça destekleniyor. Bir de önünde gururla poz veriyorlar. Sonra skandal ortaya çıkınca deniyor ki bizim Bakan Yardımcımız belgeden habersiz! Türkiye’yi temsil eden bir Dışişleri Bakan Yardımcısı poz verdiği belgede ne yazdığına bakmaz mı? Bir de kendilerinden özür dilettiriyorlar. Dışişleri Bakanı’na soruyorum: Başında Erdoğan’ın yakın akrabasının bulunduğu ve Türkiye tarafından desteklenen TASC imzalarken sizin bu skandal metinden haberiniz yok muydu? ‘Filistin davasına ihanet’ dediğiniz bir anlaşmaya nasıl sahip çıkarsınız? Dış politikada gelinen noktaya bakın! Hem gururla poz veriyorlar. Ortaya çıkınca da kendilerinden özür dilettiriyorlar. Asıl bu milletten ve mazlum Filistin halkından özür dilemesi gereken bu beceriksiz basiretsiz iktidardır.” 

 “BU FOTOĞRAF TALİBAN’I TANIMAKTIR”

Çakırözer, Türkiye’nin Kabil Büyükelçisi Cihad Erginay’ın, Afganistan’da Taliban hükümetinin Dışişleri Bakan Vekili Emirhan Muttaki’ye gerçekleştirdiği ziyaretin de ‘Taliban rejimini tanımak anlamına gelodiğini’ belirterek eleştirdi. 

Büyükelçi Erginay’ın Taliban’ın Bakanı Muttaki ile çektirdiği ve sosyal medyadan paylaştığı fotoğrafı TBMM’de gösteren Çakırözer şunları söyledi:
“Bu ziyareten yapılması ve bu fotoğrafın paylaşılmasının anlamı ‘Türkiye Taliban’ı resmen tanıdı’ demektir. Bunun lamı cimi yok! O zaman çıkın bunu açıklayın. İki yüzlü bir siyaset var. Bir taraftan Cumhurbaşkanı, bakanlar, ‘Taliban maalesef kucaklayıcı bir yönetim oluşturmadı”  diyor, diğer taraftan Kabil büyükelçisi Ankara’dan talimatla Taliban bakanlarına yollanıyor. BM terör listesindeki isimlerin bakan olduğu, temel hak ve özgürlüklerin askıda olduğu, kadınları kız çocuklarını eve hapseden, gazetecilerin basın özgürlüğüne şeriat kısıtlamaları getiren bir yönetimi tanımak için bu ne acele? Taliban temel haklar, özgürlükler konusunda, terörle, uyuşturucu ve göç ile mücadele konusunda dünyaya güvence vermeden bu yönetimin tanınması doğru değildir. Türkiye’nin yapması gereken Taliban yönetimini meşrulaştırmak değil, Taliban’ın yönetimi altında ezilen, baskı altında olan tüm Afgan halkının yanında olduğunu dünya ile birlikte göstermektir”