Emek Partisi Eskişehir İl Başkanı Hüseyin Öge Haftalık Basın Açıklaması'nda bulundu Öge'nin Açıklaması şöyle;15 yıllık iktidarları döneminde AKP Hükümeti gerek ekonomik gerekse siyasal krizlerine çıkmasına neden oldu. Bu krizler döneminde hep mağdur edebiyatı yapan ve bu krizleri zaman zaman ‘iç düşmanlara’ zaman zaman da ‘Dış düşmanlara’ yıkarak hep kendisini haklı çıkarma yollarına başvurmuş ve mağdur edebiyatı yapmıştır. 15 yıldan bu yana bu ülkeyi yöneten ve istikrarsızlığın kaynağı olan AKP Hükümeti, 16 Nisan’da ‘başkanlık gelirse, istikrar da gelecek’ yalanlarıyla halkı kandırmak istemektedir.
AKP Hükümeti yetkililerine göre; ekonomik krizleri hep yabancılar çıkarmış, Türkiye’nin kredi onlarını hep onlar bilerek düşürmüş, Doların ve Euro’nun başını alıp gitmesine hep ‘dış mihraklar’ neden olmuştur. Hükümetin bu işlerde hiç ama hiç suçu olmamıştır.
Siyasal krizlerde de hep ‘dış mihraklar’ suçlu olmuştur. Orta-Doğu’nun jandarması olmak için Suriye’de Esad’a kafa tutulmuş, ‘birkaç ay içinde Emevi Caminde namaz kılacağız’ söylemleri ile oradaki cihadist örgütler desteklenmiş, sonrasında ise ne Suriye’ye mal satılabilmiş ne de sınır ticareti yapılabilmiştir. Sonrasında ise, Rusya’nın uçağı düşürülmüş, AKP Hükümeti yetkilileri, ‘gerekirse bir daha düşürürüz’, ‘aynısını bir daha yaparız’, ‘gerekirse tezek yakarız, Rusya’dan gaz almayız’ vb. söylemleri ağızlarından hep çıkmış amiyane tabiriyle Rusya’ya posta üzerine posta koymuşlardır. Ama Rus turistler Türkiye’ye gelmeyip, turizmin çökmesine neden olunca, Rusya tarım ürünlerine ambargo koyup çiftçilerimizin malları ellerinde kalınca, Türk işadamlarına ve işçilerine çalışma izni verilmeyince pabucun pahalı olduğunu anlayınca, AKP Hükümeti Rusya’dan ‘özür dilemiş’ ve ‘tazminat’ ödenmiştir. Bu siyasal krizin bedelini de işçi ve emekçiler işsiz kalarak, yeni zamların ve vergilerin devreye sokulmasıyla kat be kat ödemişlerdir.
Ülkede ekonomik krizin etkilerinden (işsiz sayısı her geçen ay artmakta, dış-iç borçlar tarihin gördüğü en yüksek seviyelere çıkmakta, döviz rezervleri düşmekte, ihracat azalıp, ithalat artmakta, Dolar ve Euro yükselip, Türk Lirasının değeri düşmektedir) dış dünyada da siyasal krizin etkilerinden (bütün komşularla sıfır sorundan tam soruna geçilmiş, nerede ise bütün ülkelerle sorun yaşanır hale gelinmiştir, Türkiye tüm dünyada ‘stratejik yalnızlığa’ düşmüştür.) bunalan ve her geçen gün kredisi tükenen AKP Hükümeti, Devlet Bahçeli MHP’sinin güdüsüyle Anayasa referandumunu gündeme getirmiştir. Referandum kampanyası sürerken, anketlerde ‘hayır’ oylarının yüksek olmasının verdiği rahatsızlıkla Almanya, Hollanda, Avusturya, Belçika başta olmak üzere tüm batı dünyasına kafa tutularak milliyetçi söylemler ve mağdur edebiyatı ile ‘evet’ oylarının yükseltilebileceği hesabı yapılmıştır. Ama evdeki hesap çarşıya uymamıştır. Milliyetçi söylemler, artan işsizlik, yoksulluk, iş ve kadın cinayetleri, çocuk taciz ve tecavüzleri karşısında itibar görmemiş, halkın tepkisi her geçen gün daha da artarak büyümeye devam etmiştir. Başkanlık tartışmaları ve dış dünyaya kafa tutmalar sonucu Merkez Bankasındaki 10 milyar Dolar buhar olup uçmuştur. Bunun da faturasını halk yine yeni vergi ve zamlarla ödeyecektir.
AKP Hükümeti referandum afişlerinde halkın gözünün içine baka baka yalan söylemektedir. ‘Sıkıyönetim Kalkacak’, ‘Parlamento herkesi denetleyecek’, ‘Cumhurbaşkanından hesap sorulabilecek’, ‘İstikrar gelecek’ denilerek sanki ülke Olağanüstü Hal ile(OHAL) yönetilmiyormuş, tek adam her şeyi belirlemeyecek bütün atamaları o yapmayacakmış, kıdem tazminatını bir kalemle o kaldırılmayacakmış gibi propaganda yöntemleri ile halkı aldatmak istemektedir. ifadelerini kullandı