Eskişehir’in vekili olarak şehrin geleceği açısından önemli bir konu hakkında gündem dışı söz aldığını belirten Dr. Jale Nur Süllü, Eskişehir’in, ülkenin dört bir yanından otobüslere, trenlere binilerek görmeye gelinen, Türkiye’de şehir turizminin öncüsü, kimilerinin marka şehir, kimilerinin bir Avrupa kenti olarak adlandırdığı örnek bir şehir olduğunu anlatarak sözlerine başladı. Süllü, şehirleri ile gurur duyan Eskişehirliler’in Eskişehir’de yaşamaktan mutlu olduğunu belirttikten sonra, kendine sunulan güzel şeyleri çok çabuk benimseyen, koruyan, Eskişehirliler’in, kendilerini mutsuz edecek, yaşam kalitelerini etkileyecek termik santral projesini istemediklerini, sonuna dek direndiklerini söyledi.Bu projenin, şehirlerdeki yaşam kalitesini artırmak yerine, ekolojik dengeyi bozmaya, rant uğruna sahip olunanları tahrip etmeye oldukça alışkın AKP anlayışının örneklerinden sadece biri olduğunu söyleyen Süllü, Alpu Kömürlü Termik Santrali ile ilgili olarak konuşmasına şöyle devam etti:“İşleyen yasal süreçlere karşın, halen gerçekleştirilmesinde ısrar edilen Termik Santralin kurulması planlanan alan, 2016 yılının 12. ayında Recep Tayyip Erdoğan’ın da altında imzasının olduğu Bakanlar Kurulu Kararı ile1. Sınıf tarım arazisi olarak “büyük ova” adı altında tarımsal sit ilan edilmişti. Bu karardan kısa bir süre sonra verimli tarım toprağı olan Alpu Ovamız’a termik santral kurulması kararı verilmiştir.25 yıl ekonomik ömrü olan bir yatırım içinverimli tarım arazilerinin maden sektörüne tahsisi ne kadar akılcıdır? Ülkemizde tarımı bitirme kararlılığında olan bir iktidar için akılcı olduğu düşünülse de bölgede geçimini tarımdan sağlayan halkımız için yıkıcıdır. Bir avuç toprağın oluşması için yüzlerce yıl gerekirken 25 yılda doğanın gördüğü zarar, nasıl giderilecektir? Türkiye’nin en temiz havasına sahip 3. şehir olan Eskişehir’in havasını kirletmeye ve insan sağlığını tehdit etmeye kimsenin hakkı yoktur. ÇED raporunda “hava kirliliği ve halk sağlığı değerlendirmeleri” ne yer verilmemesi, gerçeklerin saklanmak istenmesinin, bir göstergesidir. Yılda 7.8 milyon ton linyit kömürü yakacak santralin havayı kirletmemesi ve insan sağlığını tehdit etmemesi, mümkün müdür? Bu kadar ton kömürün, küllerinin toplama sahaları ile neden olacağı çevre kirliliği ise kaçınılmazdır. Soğutma için gerekli aylık 4 milyon metreküp suyun, 844 bin nüfuslu Eskişehir’in bir ayda kullandığı sudan daha fazla olmasının su kaynaklarında yol açacağı azalma ve iklim değişikliği göz ardı edilmemelidir.Ayrıca, bölgede, beyaz altın olarak da adlandırılan eşsiz lületaşı yataklarına vereceği zararın unutulmaması, gerekmektedir. Anayasa gereği ”çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devlet ve vatandaşın ödevidir.” Devlet, bu ödevi yerine getirmeyip, termik santrali 100 günlük plana övünülecek bir yatırımmış gibi koysa da çevreyi koruma görevini Eskişehirli vatandaşlar olarak bizler, yerine getireceğiz. Eskişehirlileri, kimse hafife almasın.Bu yanlıştan derhal dönülmelidir. Ancak hiç de öyle bir niyet göremiyoruz. Gündem dışı konuşma talebinde bulunduğumda 4. Kez erteleme ile 17 Ekim’de yani yarın ihale gerçekleştirilecekti. Dün akşamüstü Özelleştirme İdaresi Başkanlığından yapılan bir duyuru ile ihalenin 7 Şubat 2019 tarihine ertelendiğini öğrendik Artık yok denilen krizin etkisi ile yatırımcı çıkmadığından mı, cesaret edilemediğinden mi bilmiyoruz.Eskişehirlilerin isteği erteleme değil, bir daha açılmamak üzere ihalenin daha doğrusu projenin iptal edilmesidir. Ak Parti hariç tüm siyasi parti temsilcileri Eskişehirlilerin direnişine destek olmaktadır. Ancak, diğer AK Partili mevkidaşlarımdan bu konuda duyarlı olmalarını rica ediyorum. Onca yenilenebilir temiz enerji kaynağı dururken Eskişehirlilerin asla istemediği, gelecek nesillerin de yaşamını tehdit edecek, doğayı geri dönülmez şekilde tahrip edecek projeleri rant uğruna uygulama ısrarından derhal vazgeçilmelidir.”