Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, Suriye'nin İdlib kentinde Türk ordusuna kalleşçe bir saldırı gerçekleştirildiğini, bu saldırıda şehit ve yaralıların bulunduğunu belirterek, "Aslında gözlerin oraya çevrilmesi gerek. Bosna'da yaşananların bir benzeri orada yaşanıyor. Türkiye bunun için orada." dedi. Destici, kentteki bir otelde düzenlediği basın toplantısında, Elazığ ve Malatya depremlerinde 41 kişinin hayatını kaybettiğini bin 500'ün üzerinde kişinin de yaralandığını belirterek, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diledi. Aradan 20 gün gibi bir zaman geçmesine rağmen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu başta olmak üzere, diğer ilgili bakanların afet bölgesinde büyük bir gayretle hayatın normalleşmesi için vatandaşların yanında olduğunu kaydetti. Mustafa Destici, Türkiye'nin zor bir süreçten geçtiğini belirterek, "İdlib hem Suriye hem de Türkiye açısından çok önemli ve kritik bir bölge. Sadece İdlib denince bir şehir akla gelmemeli. Burası bir vilayet. Bu kente bağlı şehirler, kazalar, köyler var. 4 milyonluk bir nüfustan bahsediyoruz. Maalesef emperyalistlerin dünyada oluşturduğu algıyla ve Esed rejimi ile birlikte sanki İdlib'de yaşayan insanların tamamı teröristmiş gibi bir hava estirilmeye çalışılıyor. Burada yaşayanların tamamına yakını neredeyse masum sivil insanlar, bunların üzerlerine bomba, kurşun yağdırılıyor. Bazı dönemlerde binlerce masum sivil kadın, çocuk, insan hayatını kaybediyor." dedi. "İdlib'de inanılmaz, dayanılmaz ve anlatılamaz bir insanlık dramı var." diyen Destici, sözlerine şöyle devam etti: "Aslında gözlerin oraya çevrilmesi gerek. Bosna'da yaşananların bir benzeri orada yaşanıyor. Türkiye bunun için orada. Yapılan anlaşmalara ve mutabakatlara uyulmadığını görüyoruz. 'Bizim Suriye'de ne işimiz var' diyenler şunu bilmelidirler ki eğer biz bugün Suriye'de olmasaydık, orada bir PKK/PYD devleti çoktan kurulmuştu. 4 milyon değil, belki şu anda 8-10 milyonluk bir mülteciyle karşı karşıyaydık. Türkiye'nin oradaki varlığı hem bizim güvenliğimiz hem de Suriye'nin toprak bütünlüğü, Suriye'deki mazlumların güvenliği açısından çok önemli. Biz asla orada geri adım atmamalı sonuna kadar bu mücadeleyi götürmeliyiz." "Doğru, ahlaki ve vicdani de bulmuyorum" Destici, son günlerde Türk Kızılay ile ilgili birçok tartışmanın yaşandığına değinerek, "Toplumumuzda bu süre içerisinde en çok tartışılan konulardan biri Türk Kızılay üzerinden yürütüldü. Kızılay'a Başkentgaz'ın şartlı bağışı, aslında buna şartlı bağış demenin de çok doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü şartlı bağıştan bizim anladığımız, bağış yaptığınız zaman 'ben bu bağışı yapıyorum ama bundan dolayı şuraya bir okul yapılmasını veya cami yapılmasını ya da Filistin'e, Elazığ depremine gönderilmesini ya da Suriye'ye gönderilmesini' diyebilirsiniz. Benim anladığım şartlı bağış böyle. Yani parayı Kızılay'a vereyim sen de parayı götür öteki vakfa ver, öbürü de götürsün bir başkasına versin. Ben şahsen bunu şartlı bağış olarak görmüyorum. Doğru, ahlaki ve vicdani de bulmuyorum." değerlendirmesini yaptı.