Eskişehir Adalet Sarayı girişinde, saldırıyı protesto etmek için toplanan grup adına hazırlanan basın açıklamasını okuyan platform üyesi Avukat Pınar Çelik Arpacı, Arslan'ın kendisini öldüreceğinden adı gibi emin olduğu eski eşi tarafından 11 Ekim'de sokak ortasında yaralandığını, 1,5 ay sonra da hastanede yaşamını yitirdiğini hatırlattı. Arslan'ın, saldırı öncesi adliyeye defalarca gelerek 23 kez şikayet dilekçesi verdiğini belirten Arpacı, şöyle devam etti: "Ayşe Tuba şikayet ettikçe dosyaları savcılık tarafından Uzlaştırma Bürosuna gönderildi. Ayşe Tuba uzlaştırmacılar tarafından hep arandı. Kendisine sürekli olarak hakaret eden, öldürmekle tehdit eden Yalçın Özalpay ile uzlaşmak ister misin, diye sordular. İlk başta belki artık yapmaz ümidiyle 'Tamam uzlaşırım' dedi ancak Ayşe Tuba şikayet ettikçe hiçbir yaptırımla karşılaşmayan Yalçın Özalpay daha da saldırganlaştı. Kimi şikayetlerin ardından açılan davalarda 3 bin lira para cezasına çarptırılan Yalçın Özalpay'ın eylemleri yanına kar kaldı ama Ayşe Tuba, hep bir umutla karakol, savcılık, mahkeme girdabında hayatı adına döndü durdu. Herkesin cinayetin işleneceğini bildiği 'Kırmızı Pazartesi' kitabındaki gibi yaşandı her şey." Ayşe Tuba Arslan'ın cenazesinin, Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü'nde, 25 Kasım'da toprağa verildiğini anımsatan Arpacı, onun inadı ve bir hastane odasında 44 gün süren yaşama tutunma mücadelesinin unutulmayacağını sözlerine ekledi. Katılımcılar, açıklamanın ardından dağıldı. - Olay Vişnelik Mahallesi'ndeki bir anaokulunda yardımcı personel olarak çalışan iki çocuk annesi Ayşe Tuba Arslan (45), 11 Ekim'de mesai bitiminde evine dönerken, 6 ay önce boşandığı Yalçın Özalpay'ın (52) saldırısına uğramıştı. Eski eşini satırla yaralayan Yalçın Özalpay, kaçmaya çalışırken çevredekiler tarafından darbedilmişti. Ağır yaralanan Arslan hastaneye kaldırılmış, 44 gün süren tedavisinin ardından hayatını kaybetmişti. Hastanede iki gün süren tedavisi sonrası gözaltına alınan Özalpay ise tutuklanmıştı.