AKPM Genel Kurulu’nun gündeminde ‘’Göç ve Mülteci Sorunu’’ vardı. Konu ile ilgili açıklamada bulunan Prof. Dr. Günay, ‘’Avrupa Konseyi Avrupa'da göç ve mülteci sorunu ve politikasını insani, siyasi, ekonomik ve yönetsel boyutuyla konuşmaya devam ediyor.Hazırlanan rapor taslağında Avrupa’daki göçmen ve mülteci krizindeki güncel durumun Avrupalı devletlerin iş birliğindeki başarısızlığını gösterdiği, AKPM’nin evvelce söz konusu krizin çözümü için birçok karar aldığı, bu çerçevede üye devletlerin artan göçle yüzleşeceği vurgulandı. Bu nedenle tavsiye kararı olarak AKPM Bakanlar Komitesine 2018-2019 yılı bütçesi kapsamında mülteciler ve göçmenler konusunda Avrupa Konseyi faaliyetlerinin uyumunu sağlayacak bir yönetim kurulunun tesisi önerildi.’’ Şeklinde bilgi verdi.TÜRKİYE – AB MUTABAKATITürkiye ile AB arasındaki mutabakat ile ilgili ise Günay, ‘’Ayrıca göç alanında Türkiye-AB Mutabakatı’nın kabulünden sonra somut sonuçlar alındığı, Yunanistan’daki durumun da iyileştiği; ancak koşulların hala arzulanandan uzak olduğu, AKPM’nin Türkiye’nin ilk iltica ülkesi veya güvenli üçüncü ülke olarak kabul edilmesiyle bağlantılı endişelerinin yersiz çıktığı, Türkiye-AB Mutabakatı’ndan sonra Batı Balkanlar ve Macaristan’a yeni gelen sığınmacıların sayısında yüzde 83’lük bir düşüş yaşandığı belirtildi. Ancak bu gelişmelerin orta Akdeniz rotasını kullananlar üzerinde bir etkisinin bulunmadığı, İtalya’ya sığınmacıların varmasının Libya makamlarının sınırlarını kontrol etmekteki başarısızlığından kaynaklandığı ve Avrupa’ya hukuki yollar ile göçün eksikliğinin insanları denizi geçerek büyük bir risk almaya ittiği kaydedilmektedir. Burada Türkiye’nin başarısı bir kez daha ortaya çıkmaktadır.Konuşmalarda Türk Delegasyonu Türkiye deneyimini paylaştı. Türkiye’de yaklaşık 3.5 milyon mültecinin bulunduğu ve Türkiye’nin 26 milyar dolar harcadığı gündeme getirildi. AB tarafından Türkiye’ye 2016-2017 dönemi için taahhüt edilen ilk 3 milyar Avro’nun Sığınmacı Mali İmkanı mekanizması aracılığıyla aktarılması süreci AFAD koordinasyonunda ilgili kurumlarımızla proje temelinde yürütülmektedir. Sığınmacı Mali İmkanı kapsamında hazırlanan projelerle sözleşmeye bağlanan miktar 1,6 milyar Avro’ya ulaşmış olup, bunun 811 milyon Avro’su ülkemize aktarılmış bulunmaktadır.’’ Dedi.TÜRKİYE’NİN ÇABASI BELİRLEYİCİ OLDUTürkiye’nin mülteci krizindeki rolü ve çabasına değinen Prof. Dr. Günay, ‘’Ortak Göç Eylem Planı, AB’ye ülkemiz üzerinden yaşanan düzensiz geçişlerin azaltılması ile ülkemizdeki Suriyelilerin yaşam koşullarının iyileştirilmesini hedeflemektedir. Türkiye’nin çabaları sonucunda Ekim 2015'te Ege adalarına günde yaklaşık 7.000 kişi düzensiz olarak geçerken bu sayı Şubat 2016'da günde ortalama 2.000'e düşmüştür. Ancak Ege Denizi’nde göçmen kaçakçılığı ve can kayıpları devam etmiştir. Brüksel’de 18 Mart’ta düzenlenen Üçüncü Türkiye-AB Zirvesi’nde önerimizin hayata geçirilmesi kararlaştırılmıştır. 18 Mart Mutabakatı 4 Nisan’da uygulanmaya başlamıştır. Şu ana kadar 5 adadan toplam 1.209 düzensiz göçmen alınmış, 1’e 1” formülü çerçevesinde ise 6.112 Suriyeli Almanya (2.282), Hollanda (1.382), Fransa (802), Finlandiya (494), Belçika (291), İsveç (278), İtalya (233), İspanya (174), Lüksemburg (98), Litvanya (25), Estonya (20), Portekiz (12), Romanya (11) ve Letonya’ya (10) gönderilmiştir. Yeniden yerleştirme süreçlerinde BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ile işbirliği yapılmaktadır. "1'e karşı 1" formülünün yanı sıra, ülkemizdeki Suriyelilerden AB ülkelerine Gönüllü İnsani Yeniden Yerleştirme Programı çerçevesinde de yeniden yerleşim olacaktır. Bu iki mekanizma, ülkemizin öteden beri savunduğu AB’yle yük ve sorumluluk paylaşımının hayata geçirilmesi bakımından önem taşımaktadır.Mutabakatın etkin şekilde uygulanmasıyla birlikte ülkemizin özellikle 2015 yılında doruk noktaya ulaşan, AB’ye yönelik yasadışı geçişlerdeki “transit” konumu ortadan kalkmıştır. BMMYK verilerine göre 2015 Ekim ayında 7.000 olan Yunan adalarına günlük ortalama geçiş sayısı, son aylarda ortalama 30-70 arasında gerçekleşmiştir.’’ Dedi.AB VERDİĞİ SÖZLERİ YERİNE GETİRMELİ Prof. Dr. Günay, ‘’AB ülkeleri de Türkiye’nin üzerindeki finansal yükü paylaşmak zorunda ve vermiş olduğu sözleri yerine getirmelidir. Ülkemiz ile AB arasında Vize Serbestisi Diyaloğu 16 Aralık 2013 tarihinde Ankara’da Türkiye-AB Geri Kabul Anlaşması’nın imzalanmasıyla eşzamanlı olarak resmen başlatılmıştır. Ancak uygulama henüz başlamamıştır. Vize Serbestisi kapsamında vatandaşlarımız Schengen bölgesine vizesiz seyahat edebilecek ancak Vize serbestisi Avrupa Parlamentosu (AP) ve AB Konseyi’nin olumlu karar vermesi gerekiyor. ‘’ şeklinde konuştu.MÜLTECİ KRİZİ FIRSATA ÇEVRİLEBİLİR Mİ? Son yıllarda Avrupa’daki mülteci ve ekonomik göçmenlerin sayısının ciddi şekilde arttığı, Avrupa seviyesinde eş güdüm eksikliğinden dolayı doğru olmayan bir şekilde göçün tehdit olarak tanımlandığı, AKPM’nin bu olumsuz algıdan ciddi şekilde endişe duyduğu, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütünün verilerine göre son on senede göçmenlerin Avrupa iş gücünü yüzde yetmiş arttırdığı vurgulanmaktadır. Güçlü şekilde büyüyen bilim ve teknoloji gibi alanlardaki mesleklere yeni girenlerin yüzde on beşinin göçmenlerden oluştuğu ve göçmenlerin Avrupa ülkelerine kültürel zenginlik getirdiği ifade edilmiştir.AB bu nedenle mülteci krizini fırsata dönüştürme olasılıklarını gündeme getiriyor. Yaşlanan Avrupa için iş piyasasında bir destek olabilir mi? Yavaşlayan ekonomide bir katalizör olabilir mi? Tavsiye karar olarak, AKPM, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesini Avrupa Birliği ile Genişletilmiş Kısmi Anlaşma suretiyle Avrupa Göç Kültürler Arası Kalkınma Gözlemevi Tesisi konusunu değerlendirmeye davet etti.