Deneme alanlarına çeşit çeşit nohut, buğday, arpa, yulaf, ayçiçeği, mısır ekimi yapan Odunpazarı Belediyesi, Yeni Çeşit Deneme ve Çiftçi Eğitim Merkezi’ndeki ilk hasadını gerçekleştirdi. Düzenlenen Hasat Şenliği ve Tarla Gününde konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, “Ciddi bir tarım politikasıyla, devletin yapması gereken işleri biz Odunpazarı Belediyesi olarak üstlenmek durumunda kaldık” dedi. Odunpazarı Belediyesi Kırsal Hizmetler Müdürlüğü, Başkan Kazım Kurt’un talimatı ile kırsal mahallelerde tarımsal üretimin geliştirilmesi, üretimi yapılan ürünlerin çeşitliliğinin arttırılması; küresel iklim değişikliğinin etkilerinin doğrudan hissedildiği günümüzde, bulunduğumuz coğrafyada susuz yetiştirilebilecek çeşitlerin araştırılması, denenmesi ve sonuçlarının üreticilere tarla başında gösterilmesi; yerel tohumların toplanması ve üretilmesi; çiftçilerin talepleri doğrultusunda bitkisel ve hayvansal üreticilik konularında eğitimler verilmesi amacıyla Kalkanlı Mahallesine Yeni Çeşit Deneme ve Çiftçi Eğitim Merkez kurdu. Deneme alanlarına; 3 çeşit nohut, 8 çeşit buğday, 4 çeşit arpa, 1 çeşit yulaf, 5 çeşit yağlık ayçiçeği, 5 çeşit de danelik mısır ekimi; 180 dekar alana arpa, 50 dekar alana da yulaf ekimi yapan Odunpazarı Belediyesi, olgunluğa erişmiş yeni çeşit buğday ve arpaların hasadını gerçekleştirmek için Hasat Şenliği ve Tarla Günü düzenledi. Hasat Şenliği ve Tarla Gününe Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Naci Erdemli, Eskişehir Sanayici ve İş Adamları Derneği (ESİAD) Başkanı Kenan Işık, Kalkanlı Mahalle Muhtarı Tuncer Bozkurt, Yürükkaracaören Mahalle Muhtarı Ahmet Savi, Akçakaya Mahalle Muhtarı Hüseyin Gazi Bal, Karacahöyük Mahalle Muhtarı Erdoğan Çaygeçen, Türkmentokat Mahalle Muhtarı Ali Osman Güzel, Odunpazarı Belediyesi Meclis Üyeleri ile çok sayıda Eskişehirli katıldı. “TÜRKİYE YILLIK BUĞDAY İHTİYACININ SADECE DÖRTTE ÜÇÜNÜ ÜRETİR DURUMDA” Hasat Şenliği ve Tarla Günü açılışında konuşan Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, tarımın çok stratejik bir alan olduğuna dikkat çekti. Devletlerin planlı bir üretimi olmadığı sürece başarılı olma şansının olmadığının net bir biçimde anlaşıldığını kaydeden Başkan Kurt, “Pandemi ve savaş sürecinde çok daha net bir biçimde ortaya çıktı ki kendi kendimize yeter bir hale gelmek zorundayız. Hepimiz çocukluğumuzdan hatırlarız, Türkiye kendi kendine yetebilen 8-10 ülkeden biri iken, bugün tarımdaki ürünleri bile ithal eder bir pozisyona geldi. Tarımda ithalat demek, kendi köylüne, kendi çiftçiliğe vermediğin parayı Rus çiftçisine, Fransız çiftçisine, Ukrayna çiftçisine veriyor olmak demektir. Çok iyi biliyorsunuz ki bugün verilen 6 lira 7 lira ücretler; 2 ay sonra Fransa'dan 12 -13 liraya buğday almamıza, Rusya'dan 15 liraya buğday almamıza engel olamayacak. Çünkü çiftçi para kazanmadığı sürece o ürünü ekmeyecek” dedi. Türkiye'nin yıllık 20 milyon ton civarındaki buğday ihtiyacının sadece dörtte üçünü üretir durumda olduğunun altını çizen Başkan Kurt, ‘biz buğdayı ithal ediyoruz, ama un yapıyoruz, makarna yapıyoruz, bisküvi yapıyoruz, ihraç ediyoruz’ savunmasının da doğru bir savunma olmadığını kaydetti. Dövizle yapılan bir alışverişte kazananın dövizin sahibi olduğunu vurgulayan Başkan Kurt, bu nedenle Türkiye’nin artık üretimini geliştirmek zorunda olduğuna dikkat çekti. “KENDİ İŞİMİZİ KENDİMİZ YAPACAĞIZ” “Ciddi bir tarım politikasıyla, devletin yapması gereken işleri biz Odunpazarı Belediyesi olarak üstlenmek durumunda kaldık. Bugün Kalkanlılı hemşehrilerimizin yılların birikimiyle elde etmiş olduğu bu araziyi, biz yasal nedenlerle sahibi konumuna geldiğimiz için hemşerilerimizin yararına kullanalım istedik ve bu merkezi oluşturduk. Ekinleri ektik, sonuç alma zamanındayız. Elektriği geldi, suyu çıktı, kapalı mekanı projelendirildi. 1 yıldır, buraya dershane ve yönetim yeri yapmak için izin almaya çalışıyoruz. Bu alan ciddi bir deneme tesisi haline dönecek, bu tesiste çiftçilerimize gerekli eğitimi de yapacağız. Ancak en önemlisi de şu; parselleyerek ekmiş olduğumuz ürünlerin aşama aşama filmlerini, fotoğraflarını göstererek; gübreli tarımda, gübresiz tarımda, ilaçlı tarımda, ilaçsız tarımda, sulu tarımda, susuz tarımda neler oluyor göstermek istiyoruz. Bunu gördüğümüz zaman, köylünün çeşit arama yoluna girebileceğini düşünüyoruz, çünkü hiç kimse gözüyle görmediği bir işe kolay kolay inanmaz” diyen Başkan Kurt, konuşmasına şu sözlerle devam etti: “Biz burada ihracat ile elde edilen gübre, ilaç, tohum gibi girdileri yerli malımız haline dönüştürebilirsek, o stratejik hedefi yakalayabiliriz. Aksi takdirde hibrit tohum, İsrail tohumu seneye yok. İlaç da, gübre de yabancının. Siz çalışıp ürettiğiniz, elde ettiğiniz bütün kazancı dışarıdaki sermayeye aktarmak zorundasınız. Bu politikayı değiştirmek zorundayız. Kendi işimizi kendimiz yapacağız. Kedi üretimimizi, kendimiz yapacağız. Planlamayı yaparak da ürettiğimizi satacağız. Biz ne yapıyoruz, bu sene soğanı üretiyoruz müşteri bulamadık porsuğa döküyoruz. Seneye fasulyeyi üretiyoruz, müşteri bulamadık döküyoruz. Böyle bir uygulama, yanlış bir uygulamadır. Bu uygulamayı hep birlikte; çiftçilerimizle, Ziraat Odalarımızla, zirai kuruluşlarımızla, kooperatiflerimizle birlikte gerçekleştirmek durumundayız. Sistem, sermayeye yarayan bir sistem. Bunu değiştirmek lazım, bunu aşmak lazım. Ortak çalışmayı, üretimi ve paylaşmayı gerçekleştirmek lazım. Umarım ve dilerim bu eğitim tesisi bu işe yarar. Biz gayretle ve ısrarla bu işin üstesine gideceğiz. Yeniliklere, gelişime açık olan Türk köylüsünün bunu bir an önce kavrayacağına inanıyorum. Türk köylüsü çalışkandır. Türk köylüsü gelişime açıktır ve bu işleri Fransızlardan da Ukraynalılardan da Ruslardan da daha iyi yapacak kapasitededir. Bunu teşvik etmemiz lazım. Biz buna gayret gösteriyoruz, elbette devlet kurumlarının da buna katkı sunmasında yarar var. Bizimle birlikte olması gerek, ama ne yazık ki politik iklim buna uygun değil. Umarım, o iklim de değişir. O iklimi de bu işe uygun bu mantaliteye yatkın hale getirdiğimiz zaman, ben en kısa süre içerisinde, 3-5 yılda, Türk köylüsünün ciddi bir tarımsal devrim yapacağına inanıyorum. Buranın da buna küçücük bir katkısı olursa biz kendimizi görevimizi yapmış sayarız.” “DÜNYA GELECEKTE CİDDİ BİR HUBUBAT VE YİYECEK KRİZİYLE KARŞI KARŞIYA KALACAK” Hasat Şenliği ve Tarla Gününde konuşma yapan bir diğer isim de Odunpazarı Ziraat Odası Başkanı Naci Erdemli oldu. Geleceğin sloganın ‘tarım, tarım, tarım’ olacağını söyleyen Erdemli, bundan sonra tarıma yatırım yapanın kazanacağını vurguladı. Başkan Kurt’a Kalkanlı bölgesine yaptığı yatırımlar için teşekkür eden Erdemli, Odunpazarı Belediyesi’nin başarılarının devamını diledi. Konuşma yapan bir diğer isim de ESİAD Başkanı Kenan Işık oldu. Başkan Kurt’a başlattığı bu güzel uygulama için teşekkür eden Işık, dünyanın gelecekte ciddi bir hububat ve yiyecek kriziyle karşı karşıya kalacağına dikkat çekti. Bu nedenle artık klasik yöntemleri bir kenara bırakıp olabildiğince teknolojinin kullanılması gerektiğini ifade eden Işık, “Odunpazarı Belediye Başkanımız Kazım Kurt başta olmak üzere, bu çalışmaya destek veren herkese çok teşekkür ediyorum. Bu çalışma ile üreticilerimiz birebir her bir ürünün uygulama şeklini ve sonuçlarını görüyor olacak. Böylece biz ürünlerdeki kalite ve verim artışını başka türlü değerlendiriyor olacağız” diye konuştu.