İnsülinin vücutta şeker, yağ ve protein metabolizmasını düzenlediğini aktaran Uzm. Dr. Levent, insülin direncinin nedenlerine ilişkin konuştu. Genetik faktörlerin insülin direncinin gelişmesinde rol oynamasının yanı sıra esas faktörün karbonhidrattan zengin olan un, nişasta, şeker gibi gıdaların ölçüsüz miktarda tüketilmesi olduğunu belirten Levent, “Sağlıksız ve dengesiz aşırı karbonhidratlı beslenme kan şekerini çok yükselttiği için insülin hormonu da çok yükselir. Tekrarlayan bu reaksiyonlar sonucunda hücreleriniz insüline direnç göstermeye başlar ve kan şekeriniz daha fazla yükselir. Yükselmiş kan şekerini düşürmek için pankreas daha fazla insülin yapar. İnsülin direnci geliştikçe, pankreasınız daha fazla insülin yaparak cevap verir. Aylar ve yıllar boyunca insülin yapmak için çok çalışan pankreas yıpranır ve artık yüksek şekere ayak uyduramaz hale gelir. Sonrasında kan şekeriniz gittikçe yükselmeye başlar ve gizli şeker veya tip 2 diyabet hastalığı gelişir” dedi. Bu belirtilere dikkat İnsülin direncinin karaciğer hasarı riskini arttırarak yağlı karaciğer hastalığı gelişmesine sebep olduğuna dikkat çeken Dr. Levent, bu rahatsızlığın belirtilerinden bahsetti. İnsülin direnci belirtilerine de değinen Uzm. Dr. Levent, “Hızlı bir şekilde karın bölgesinde şişmanlık başlar, bel çevresi genişler, kadınlarda 89 santim, erkeklerde 102 santim ölçülen bir bel çevresi insülin direncini gösterir. İnsülin direnci belirtileri; kilo alma, kilo vermede zorluk, çabuk acıkma, aşırı yeme, yemekten sonra uyku hali, halsizlik ve yorgunluk hissi, tatlı ve hamur işi yeme isteğinde artış, çarpıntı, terleme, titreme, baş ağrısı, baş dönmesi, adet düzensizliği, normal veya yüksek kan şekeri, Trigliserit kan yağı yüksekliği olarak sıralanabilir” diye konuştu. Ozon tedavisi nasıl etki ediyor? Aktif oksijen molekülü olan ozon gazı kullanılarak yapılan tedavilere ozon tedavisi adı verildiğini aktaran Dr. Levent, son yıllarda oldukça popüler olan bu tedavinin insülin direncinin tedavisinde de yüz güldürücü sonuçlar verdiğini belirtti. Uzm. Dr. Levent, ozonun etkilerini şöyle açıkladı: “Vücuttaki antioksidan mekanizmayı harekete geçirerek birçok hastalıkta kullanılır. Ozon, kan lipidleriyle direkt etkileşime girer ve plazma lipidlerinde azalma meydana getirir. Ozon, karaciğer hücrelerinin aktivitesini stimüle ederek, karaciğerde yağlı dejenerasyon varsa, bunu azaltır. Ozon kan glukozunu azaltarak, kan dolaşımını, kan yağlarını düzenleyerek ve karaciğer yağlanmasını azaltarak insülin direncinin zararlı etkilerine karşı vücudu korur.”