Eskişehir’in turistik yerlerinden tarihi Odunpazarı Evleri’ndeki esnaflar, yerel halkın bölgeye gerekli değeri vermediğini düşünüyor. Odunpazarı’nın tarihi yapısını ve sadece Eskişehir’de bulunan lületaşı madenini merak eden turistlerin sıkça geldiği bölgeye Eskişehir'de yaşayanların pek uğramadığı aktarıldı. Odunpazarı’nın insanlara tanıtılması konusundaki reklam çalışmalarının başarılı olduğunu belirten bölge esnafı, “Herhalde Eskişehirliler bu konuda biraz umursamaz” dedi. “Bazen ’25-30 senedir Eskişehir’de yaşıyorum, buraya ilk defa geliyorum’ diyenlerle karşılaşıyoruz” Tarihi Odunpazarı Evleri bölgesinde esnaflık yapan Duygu Demir, Almanya, Çin ve Amerika gibi yerlerden Odunpazarı’na senede iki defa uğrayanlar olduğunu söyledi. Eskişehirlilerin ise sadece şehir dışından gelen misafirleri olduğu zaman bölgeye uğradıklarını ifade eden Demir, şu ifadeleri kullandı: “Açıkçası Eskişehirliler Odunpazarı’na sahip çıkmıyor, çoğu bilmiyor ve gelmiyor. Buraya genelde şehir dışından yerli ve yabancı turistler geliyor, onlar daha çok önem veriyorlar. Gelmişken hem buranın tarihini görüyorlar hem de dünyada sadece Eskişehir’de çıkan ve çok önemli bir maden olan lületaşını yakından inceliyorlar. Bu binaları bırakın yıkıp yeniden yapmayı, bir çivi bile çakamıyorsunuz. Bu güzel bir şey, çünkü yarın bir gün çocuklarımız ve onların çocukları da Odunpazarı’nı yapıldığı şekilde görecekler. Ancak Eskişehirliler tarihi Odunpazarı Evleri’ne yeterli önemi vermiyor. ’25-30 senedir Eskişehir’de yaşıyorum, buraya ilk defa geliyorum’ diyenler var. Almanya, Çin ve Amerika gibi pek çok bölgeden buraya senede iki defa gelen var, çünkü çok beğeniyorlar. Buranın reklamının da güzel yapıldığını düşünüyorum. Herhalde Eskişehirliler bu konuda biraz umursamaz. Onlar ancak yanlarında şehir dışından bir misafirleri olduğu zaman buraya geliyorlar, kendileri çıkıp gelmiyorlar. Buranın her sokağında tarih var, ancak onlar burayı otantik buldukları için geliyorlar. Araştırmak gerekiyor, gittiğimiz her yerle ilgili bilgi edinmeliyiz. Çünkü tarihi unutmamalıyız.”