Eskişehir Adliyesinde Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Bürosunda adli psikolog olarak görev yapan Aslı ALPAY ile adli süreçlerde mağdur olan çocuklara nasıl destek olduklarını bize anlatmak için, Eskişehir Adliyesinde bir araya geliyoruz. Aslı hanım Adli Destek ve Mağdurları bürosu ne zaman faaliyete geçti ve birazda bize kendinizden bahsedermisiniz?

-    Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Dairesi Başkanlığınca; 2019 yılında kuruldu.  Adli süreçte mağdurlara ve özellikle kırılgan gruplara yönelik onarıcı adalet ve sosyal hukuk devleti ilkeleri çerçevesinde suç mağdurlarına yönelik bilgilendirme, yönlendirme, psiko-sosyal destek hizmetlerini sunmak üzere Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri Müdürlükleri (ADM) kurulmuştur. Bünyesinde psikolog, pedagog ve sosyal hizmet uzmanları çalışmaktadır.

-    Özgeçmişimden bahsedecek olursak başarılı bir öğrencilik yaşamından sonra yaklaşık 15 yıldır uzman psikolog olarak çalışmaktayım. Adalet bakanlığı bünyesinde görev yapıyorum. Girişimci olmayı, gönüllük ve sosyal sorumluluk projelerinde yer almayı, insanların yaşamlarına dokunmayı seviyorum. Eskişehir ilinde Türk Psikologlar Derneği şubesinin açılmasında meslektaşlarımla çaba sarf ettik ve şu an derneğin travma biriminde yer alıyorum. Yaşadığım bu kentte de farkındalıklar ortaya çıkarmak, kent sorunlarını, kent yaşamındaki bireylerin farklı konularda ortak akılda buluşarak yeni oluşumlara yönelmesi açısından kent konseylerinin öneminden dolayı da Odunpazarı kent konseyi kadın meclisinde gönüllü olarak yer almaktayım.

-    Aslı hanım, çocuklar için adli sistemin içerisinde bulunurken neler yapıyorsunuz?

-    Çocuklar için adli sistemin içerisinde bulunmak bu sürece ne sebeple  dahi olmuşlarsa olsun çok zor bir süreçtir. Çocuklar kimi zaman bir dava olayının tanığı, kimi zaman suça sürüklenen bir çocuk ya da maalesef travmatik bir olayın mağduru olarak adli sisteme dâhil olabiliyorlar. Amacımız çocukların bu süreçte yanında olmak, onların olayları algılamasında, kendilerini ifade etmelerinde onlara destek olmak. Çocukların dava konusu olaya ilişkin beyanda bulunurken; onların yanında olarak örselenmelerin, ikincil mağduriyetler yaşamalarını engellemek hedefimiz.

-    Aslı hanım ; sanırım siz çocukların ebeveynlerinin boşanma sürecinden zarar görmeden çıkabilmeleri için bir kitap hazırladınız?

-    Çocuklar için hali hazırda iki tane kitap yazmış bulunmaktayım. Bu kitaplar bir seri fikri ile ortaya çıktı. ‘ Sero ile Balığı’ serisi. Çalışma alanımız kırılgan gruplar olsa da bu kırılgan grup kavramı içinde yetişkinler, engelliler, insan ticareti mağdurları dezavantajlı grupları da kapsamakta ancak ilk yazımlarım çocuklara yönelik olsun istedim. Çocuklar bizim anavatanımız. Çocukların korunmaya bilgilendirilmeye, yaşam hakkında bir rehbere her zaman gereksinimleri var. Bu nedenle de ilk kitabım “Sero ile Balığı Annem ve Babam Boşanıyor” diğeri de “Sero ile Balığı Hoop Benden Uzak Dur!” dileyenler sanal ortamda kitaplarımı inceleyebilir.

-    Aslı hanım Adli sürece bir şekilde dâhil olmuş çocukların ebeveynlerine yönelik ne gibi tavsiyeleriniz olacak?

-    Adli sürece bir şekilde dâhil olmuş çocukların ebeveynlerine yönelik bir tavsiyede bulunacak olursam; çocukların bundan bağımsız olarak her zaman ebeveynleri tarafından koşulsuz sevildiğini, kabul edilip onaylandığını bilmeye gereksinimleri var. Çocukların bu şekilde sevilip onaylanırken aynı zamanda ebeveynleri tarafından tutarlı bir şekilde sınırlar konulmasına, kurallar konulmasına gereksinimleri vardır. Ancak yine de bir adli süreç olayına dâhil olmuş bir çocuğun öncelikle kendi cümleleriyle kendi bakış açısı ve ifadesiyle anlaşılmaya, adli sistem hakkında çocuklar ebeveynleri tarafından bilgilendirilmeli ailenin bu süreçte yanlarında olduğunu çocuklar tarafından hissedilmeleri gerekli. Adli süreçte çocuklar herhangi bir suça karışmış olduğunda çocuğu o suçun faali olarak görmüyor; çocuğu suça karışmış çocuk olarak tanımlıyoruz. Çocuklar varlığından dolayı değişime açık, yönlendirmeye müsait, gelişmekte olan bireylerdir. Çocuklar suça ortamsal, çevresel ve kimi zaman da mizaç durumları ile ilgili çok yönlü mekanizmalarla o suç davranışına yönelebilmektedir. O nedenle suçlu çocuk yoktur; suça sürüklenen çocuk vardır. Biz Adli Destek ve Mağdur Hizmetleri görevlileri olarak çocukları suç davranışına yönelten bu sebepleri araştırıyor; çocuk ve ebeveynleri ile
Görüşüyor haklarında mahkemelere raporlar düzenleyerek çocuk ve olayın genel resmini adli sisteme sunuyoruz. Çocuğun bir daha bu tür bir dava konusu olaya sürüklenmemesi için de gerekli tedbir ve uygulama görüşlerimizi mahkemelere iletiyoruz. Amacımız her zaman çocuğun yüksek yararıdır.  

-    Aslı hanım Adli süreçte mağdur olan çalışan, emekçi kadınlar hakkında düşünceleriniz neler?

-    Emek veren, üreten, yaşamın her alanına dokunan kadınlar hukuksal, sosyal, yaşam haklarının kadınlar için ne kadar önemli olduğunu anlamamız ve vurgulamamız açısından çok kıymetlidir. Kadına yönelik şiddetin sebepleri de oldukça yönlüdür. Önemli olan kadınların her alanda, her kapsamda mağduriyetlerinin önüne geçecek koşulların düzenlenmesidir. Ebeveynler hem anne hem de babalar; Küçük yaştan
İtibaren çocuklarına kadın ve erkek eşitliğinin olduğu, ayrımının olmadığı bilincini kendileri de bu şekilde davranarak aşılamalıdır. Toplumsal cinsiye trollerinin toplumsal ve kültürel olarak kadın ve erkekler arasında süregelen bir eşitsizliğe yol açabilmekte; bunun önüne geçerek eğitim, bilinçlendirme ve Sağlıklı iletişimle ile şiddetin her türünün önüne geçilebileceğine inanmaktayım. Bilgi, bilim ışığımız olsun yeter ki…

-    Aslı hanım; eski ya da halen birlikte olunan sevgili veya herhangi biri tarafından yoğun biçimde izlenmek ve takip edilmek, takip davranışı ile korku uyandırmayı, gözdağı vermeyi ve güvencesiz hissettirmeyi hedefleyen kişilerin adli süreçlerdeki kadınlarımızın huzur ve sükûnunu bozmaya yönelik koruma kalkanını nasıl oluşturuyorsunuz?

-    Israrlı takip ceza kanununda bir suç olarak yer almaktadır ve tanımlayacak olursak eski sevgilinin, nişanlının ya da eski eşin, davet edilmediği halde kişinin evine, iş yerine, okuluna gelmesi, gittiği yerlerde kişinin karşısına çıkması, telefon ya da sosyal medya aracılığıyla kişiyi sürekli rahatsız etmesi, kişiyle iletişim kurma çabası, kişinin çevresiyle ilişki kurarak kişinin çevresinden onun hakkında bilgi almaya çalışması gibi durumlar ısrarlı takip suçlarını ortaya çıkarmaktadır.Kamuyu bu konuda aydınlatmak adına Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığı Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Suçları Çalışma Bürosu ısrarlı takip suçu mağdurlarına yalnız olmadıklarını, onların yanında olduğumuzu söyleyerek ‘Musallat olma, huzurumu bozma’ sloganıyla bilgilendirme ve farkındalık çalışmaları yürütmektedir.

-Aslı röportaj için çok teşekkür ediyorum bize söylemek istediğiniz son bir şey var mı acaba?
Kadınlar; aileleri ve çocukları için motivasyonlarını, üretme azimlerini, bilgi ve enerjilerini uygun şartlarda ortaya koyduklarında yaşamlarında olağanüstü deneyimlere yol açarlar. Biz istersek tüm zorlu şartlara uyumlanma becerimizle her şeyin üstesinden gelebilmekteyiz. Önemli olan dayanışmak, birlikte olmak, bilimin ışığında sevgiyle ilerlemektir.