Eskişehirspor TFF 3. Lig 1. Grup’un 32. haftasında deplasmanda liderliğe oynayan Belediye Kütahyaspor’a 1-0 mağlup olarak Şile Yıldızspor ile birlikte küme düşmenin en büyük adayı oldu. Kalan 2 haftada Edirnespor ve Yomraspor’un galibiyet almaması ve Eskişehirspor’un kalan maçlarını mutlak kazanması gerekiyor. Direkt rakipler Edirnespor ve Yomraspor’un kalan maçlarından 1 puan alması, Eskişehirspor’un ise 2 maçını da kazanması halinde ise averaj hesapları devreye girecek. Yani, puan tablosu üzerinden bir okuma yapacak olursam Eskişehirspor’un ligde kalmasının mucizelere bağlı olduğunu söylemekte bir beis görmüyorum. Tabii ki çıkmadık candan ümit kesilmez hala önümüzde iki maç var. Futbol mucizelere açık bir oyun ve her zaman ihtimal varsa inanç da olmalı. Fakat mucizeleri bir kenara bırakıp gerçek hayata dönersek Eskişehirspor’un bu oyun ile kalan iki maçını kazanması ciddi anlamda kolay değil. 

Olaylı Yeni Mersin İdmanyurdu maçını 2-1 kazanan Eskişehirspor’un Belediye Kütahyaspor deplasmanında varlık gösterememesi bu sezonun ikinci yarısının özeti gibi. Es Es sahada bir var bir yok da diyebilirim. Hal böyle olunca sportif başarı gelmiyor. Tek ümidim ve ümidimiz Eskişehirspor’umuzun kalan iki maçını kazanarak, rakiplerin yapacağı hatalar ile mucize şekilde ligde kalması. Bu temenni sonrasında sahadaki futbol ve düşme hattındaki puan – maç çizelgesini bir kenara bırakmak istiyorum. Çünkü Belediye Kütahyaspor maçında oynanan futbol konuşmaya pek değer değil. Yalnızca 1-0 mağlup olmamız ve golü 84. dakikada kalemizde görmemiz kimseyi yanıltmasın. Bunun tek nedeni Belediye Kütyahyaspor’un istediği oyunu sahaya yansıtamaması ve şampiyonluk için 3 puan alma gerekliliğinin gerginliği diyebilirim. Bizim futbolcu kardeşlerimizin birçoğunun oynadığı oyun ise Eskişehirspor’a sezonu orta sırada bitiren, iki hafta sonra tatile çıkmayı planlayan bir takım izlenimi kazandırıyor. Oysaki Türk futbolunun koca çınarı Eskişehirspor bağıra çağıra küme düşüyor…

Gelelim saha dışı gündeme. Bilindiği üzere yaklaşan siyasi seçimler nedeniyle Eskişehirspor’a kurtuluş reçetesi yazan yazana. Maşallah diyelim de nazar değmesin. Bu sözleri, bu performansları ve çıkışları 14 Mayıs 2023 tarihinden sonra da görmeyi umut ediyorum. %95 ihtimal ile Bölgesel Amatör Lig’e düşen Eskişehirspor’un gelecek sezon bu garip ligde mücadele ederken de siyasilerin kulübün yanında olmasını görmek istiyorum. Bu sadece benim isteğim değil üstelik. Siyasetçilerin kendi beyanları bu yönde ve tüm taraftarlar benim gibi düşünüyordur diyebilirim. Beni takip edenler futbol - siyaset ilişkisinden hiç haz etmediğimi bilirler. Fakat yine şunu da bilirler ki Türkiye’de futbol ve siyaset ayrılmaz bir bütün haline geldi ve ben de artık bu iç içe geçen yapıları kabul ederek konuşuyorum. O sebeple hafta içi Belediye Kütahyaspor deplasmanı için Kütahya İl Güvenlik Kurulu kararlarına itiraz edilmesinde siyasetçilerin araya girmesi adına tweet’ler attım. Nebi Hatipoğlu bu seçim sürecinde Eskişehirspor ile ilgili en çok vaatte bulunan aday olarak ön plana çıktı ve sorunu çözdü. Peki, Sayın Hatipoğlu Eskişehirspor ile ilgili verdiği diğer tüm sözleri de tutacak mı bunu 15 Mayıs itibari ile öğrenebileceğiz gibi görünüyor. 

Siyaset ve Eskişehirspor yan yana geldiğinde elbette konu edilecek tek kişi Nebi Hatipoğlu değil. AKP ve CHP adayları ve kurmayları dışında hemen her partiden Eskişehirspor’a sahip çıkma sesleri yükseliyor. Bu sesler bir yere ulaşacak mı yoksa boşlukta kayıp mı olacak onu da bekleyip göreceğiz. Fakat Eskişehirspor’un tek kurtuluş reçetesi vekil olma ihtimali olan birkaç kişinin şahsi iradesiyle yapıp – yapmayacağı eylemler mi? Bu mu koskoca kulübün ayağa kalkma planı? Ayrıca bu konu ile ilgili haftalardır mücadelesini takdir ettiğim için eleştiri oklarını üzerine çekmeme neden olan Eskişehirspor’un mevcut yönetiminin fikri nedir çok merak ediyorum. Yönetimin kulüp üzerinde dönen siyasete sessiz kaldığını ve hata ettiğini düşünüyorum. Pek tabii benim bilmediğim kulüp içinde konuşulan kurtuluş planları ve Eskişehirspor siyaset ilişkisinin kulübe etkileri gibi konular olabilir. Bunlar konuşuluyorsa saygı duyarım ama bence bu konuların çıktılarını kamuoyuyla paylaşmak da gerekli. Çünkü artık bunun zamanı geldi. Halen son iki haftada futbolcuların morali bozulmasın, ligde kalma ihtimalimiz var diye bu konular hasıraltı edilemez. Her şeyin yavaş yavaş ortaya dökülmesi ve tüm paydaşların fikri ile Eskişehirspor’a doğru bir kurtuluş reçetesi yazılması gerekiyor. Bir olmadan kuruluş olmaz.

Eskişehirspor’un kaderini etkileyecek bir diğer olay ise son bir aydır gündemi meşgul eden Türkiye Futbol Federasyonu’nun 3. Lig’de küme düşmeyi kaldırması hadisesi. Bu hadise hepinizin bildiği gibi netlik kazanmış değil. Zaten sezon bitmeden böyle bir karar çıkması da imkansız. Farz edelim ki küme düşme kalkmadı, peki o zaman ne yapacağız? Var mı planı olan? Ya da düşme kaldırıldı, bu takım ile amaçlarımıza ulaşacağımıza inanıyor musunuz? O zaman ligde kalmanın ne anlamı kalacak. Çünkü yaz döneminde transfer yapmanın imkansız olduğunu yönetim söylüyordu. Bu takım TFF 3. Lig’de bırakın şampiyonluğu yine küme düşmemeye oynar. Hal böyle olursa Eskişehirspor’un dertleri bitmez aksine katlanır ve yalnızca bir yıl daha halının altına itilir. Yıllardır sorunlar tam çözülmediği için bu hallerde değil miyiz? Peki, neden küme düşme kaldırılsın diye TFF’ye neredeyse yalvaracak durumdayız. Bence bu tip yakarışlar koskoca Eskişehirspor’a yakışmaz. Yanlış anlaşılmasın bunu yönetim ve siyasiler nezdinde söylemiyorum. Genel olarak burada eleştirim taraftara. Eskişehirspor düşmesin hepimizin arzusu ama bunu her kararında art niyet aradığımız ve bence de birçok kararında art niyet olan TFF’den tabiri caizse dilenmek bizlere yakışmaz. Sezon sonu çıkacak karara göre yönetim veya yeni gelecek yönetim kendince gerekli hamleleri yapacaktır. Bizim olayın odak noktasına bakmamız gerek. Yani, düşsek de kalsak da durumumuz hiç iç açıcı değil. Artık Eskişehirspor’a kalıcı bir tedavi lazım. Bunu söylemekten imtina etmemek ve her fırsatta dile getirmek gerek.

Son olarak ise yönetimin bir anda, Belediye Kütahyaspor maçı öncesinde açıkladığı 3 milyon TL’lik kümede kalma primine değinmek istiyorum. Bu prim eğer imkan varsa neden son 3 hafta kala ve işler çok zor duruma girmişken vaat edildi. Eğer daha önce imkan yoksa bu 3 milyon TL birkaç haftada nereden bulundu? Yönetim kendi arasında bu parayı toparladıysa neden bu eylem planı daha önce uygulanmadı? Çünkü çok daha iyi durumda olduğumuz dönemde böyle yüklü bir prim belki de takımı motive ederdi. Zamanlama bence net olarak yanlış. Elbette birileri Eskişehirspor’a yardım etmek isteyip bir anda ortaya çıkmış olabilir. Malum siyasi seçim çok yakın. Eskişehirspor prim yapar düşüncesi de yanlış değil. Belki de Belediye Kütahyaspor maçı kazanılsa primin meselesinin neden bu dönemde ortaya atıldığı da netleşecekti. 

Eskişehirspor için çok daha güzel günler ve yarınlar olması dileğiyle, saygılar…