Eskişehir şiirinin en önemli şairlerinden Araştırmacı yazar, şair, mühendis gerçek bir entelektüel Gürcan Banger ile birlikteyiz. Bir entelektüel için en önemli şey bence, bildiğini düşündüğü konularda bile sürekli okuması, araştırması ve güncel gelişmeleri de izlemesidir. Entelektüel her şeyden önce hayatın öğrencisidir, hep öğrenir kitaplardan, insanlardan ve her şeyden. Gürcan Bey ile sohbet etmeye başlayınca insanda böyle düşünceler oluşuyor. Gerçekten küçüklüğünden beri hep okuyarak, araştırarak geçirmiş günlerini.            

Camı Kırık Şiirler Senfonisi

Şiirin camını kırdığım, bir karakış gecesiydi. Senfoni sokağa taşsın istemiştim. 
Isınsın yalnızlığın kedileri. 
Onlar ki daima korkulu titremededir.
Ölüme sokuluşunu karanlığın,
ecinnilerin üşüten gelişini, 
ürkek tek başınalığın zehrini 
içmeyi en iyi bilirdim çünkü ben.

-    Gürcan Bey sizi biraz tanıyalım.

-    Eskişehir 1955 doğumluyum, Maarif kolejini 1.cilikle bitirdim. Üniversiteyi Ankara’da ODTÜ Elektrik Mühendisliği bölümü bitirdim, ayrıca aynı bölümde Lisans çalışması yaptım. Kamuda mühendislik hizmetleri yapmanın yanında bilişim donanım tecrübem oldu. Endüstri 4.0 ve dijital dönüşüm konularında işletme danışmanı yaparak eğitmen olarak kurslar verdim. Okul yaşamım boyunca, daima dersten ve ödev yapmaktan başka uğraşılarım da oldu. Öğrenim hayatımdaki değişik uğraşılar nedeniyle ilgi alanlarım genişledi, yaşam deneyimim zenginleşti ama bazı durumlarda zamanımı ve kaynaklarımı iyi değerlendiremedim. Bir öğretmenim, ben daha küçük bir çocuk iken, “Çocuk olduğuna inanmak mümkün değil”, demişti. O zaman bunun “iyi bir şey” olduğunu sanmıştım: Çocuk kalıbında büyük insan görüntüsü vermek… Sanırım; hatam, bu özelliğimden kaynaklanarak doğru işleri doğru zamanda yapmamak oldu. Kendimi bildim bileli yazarım. Ortaokul yıllarında ilk şiir ve yazılarım yayınlanmaya başlamıştı. Şiir ve yazılarımın bir bölümü, Yılmaz Taşçı ve Tolga Leventoğlu isimleriyle (ve hatırlayamadığım başka isimlerle) yayınlandı. 1987’den başlayarak; bilgisayar, elektronik, programlama, siyaset konularında çok sayıda (-ki sayısını gerçekten bilmiyorum) telif çalışmam kitap olarak basıldı; çoğu teknik konularda olmak üzere kitap çevirilerim yayınlandı. Pek çok insanda olduğu gibi, bende de bir roman yazma hayali hâlâ sürüp gidiyor. Umarım; bir gün yazmayı becerebilirim. 1995’te Ant Yayıncılık ve Matbaacılık tarafından “Siyasetin Mimarisi” olarak gerçekleştirilen) “Siyasal Kalite” (Bilim Teknik Yayınevi, 2000) isimli kitabımın benim açımdan özel bir önemi var. Son olarak; “Eskişehir’in Şifalı Sıcak Su Zenginliği” isimli kitabımın ETO Yayınları arasında iki baskısı yapıldı. Yerel basın dalında 2006 yılı Medyada Toplumsal Etik Ödülü’nü aldım. Ulusal ve yerel ölçekli çok sayıda sürekli yayında çalışmalarım yer aldı. İyi derecede İngilizce ve orta derecede (hatırlayabildiğim kadar) Almanca biliyorum. 

-    2022 yılında ( Mustafa ÖZBEK ) Edebiyat ödülü aldınız. Neler hissettiniz? Aldığınız ödülün konusu nedir? 

-    Evet, geçen sene Muğla’nın Menteşe Belediyesi ile Günce Yayınlarınca düzenlenen yarışmada, “Derhal Çık Oradan” dosyasıyla “Mustafa Özbey 2022 Edebiyat Ödülü” ne layık görüldüm. Burada ödül almamın dışında eserimin Prof. Dr. Oktay Yivli, Prof. Dr. Yunus Balcı ve yazar-eleştirmen Senem Gezeroğlu’ndan oluşan seçici kurul tarafından değerlendirilmesi beni çok mutlu etti.  “Hayat Esnaf Lokantası” kitabı, Menteşe Belediyesinin katkılarıyla Günce yayınlarının düzenlemiş olduğu 2022 Mustafa Özbey Edebiyat Ödülü’nü alan “Derhâl Çık Oradan” öykü ödülünün konusunu oluşturuyor. Öykülerim beklenmedik tuzaklar, şaşırtıcı sonlar ve tuhaf durum ve olaylarla örülmüş tekinsiz bir atmosfer barındırıyor. Durum böyle olunca gündelik yaşantı ve realist bir dünya içinde bile olsalar karakter ve okurlar her an sıra dışı bir olayla karşılaşmaktan kendilerini kurtaramıyorlar.

-    İlk yazma deneyimlerinizin yavaş yavaş kâğıda döküldüğü zamanlarda şiirin sizin üzerindeki çekim gücü nasıl oldu? Şiir yazarken neler hissediyorsunuz?

-    Çok farklı duygular anlatılmaz, yaşamak ve yazmak lazım. Benim şiirim de genelde semboller çok fazladır. Aklıma bir şey geldikten sonra adeta bilimsel düşünerek yazıyorum şiiri. Yani bu mühendisliğimden gelme artı bir yetenek. İyi bildiğim alanlardan biriside psikoloji, insan psikolojisi. Bunun üzerinde yoğun olarak çalışıyorum. Şiir yazmamın diğer bir boyutu felsefe. Dolayısı ile benim şiirlerimde hepsi bulunur. Geriye dönüp baktığımda eserlerimde aşk şiiri yazmayı sevdiğimi ortaya çıktığını görürsünüz. Aşkın anlamlar kitabı diye bir eser yazmıştım. Bunu yazmamdaki temel güdülerden biri şuydu; insanlar mesela her şeyi okulda öğreniyorlar. Ama sevgiyi? Sevmeyi, sevindirmeyi hiçbir okulda öğrenemezsin. Dolayısıyla Aşkın anlamlar kitabının temel amacı buydu. Ailede bir sevgi ortamı oluştuysa bu çocuk çok sağlıklı yetişiyor. Sevginin emek, zaman, sürdürülebilir bir ilişki olduğunu insan anladığı zaman orada aşk ortaya çıkar orada şiir ortaya çıkar. Bu yüzden insan ve ilişkileri konusunda şiirlerimde çok özen gösteriyorum. Şiir, sevdadır. Aşktır. Kimileri şiir için aşkın ifadesi der. Hâlbuki şiir, aşkın kendisidir. Hele bir deneyin şiirle aşkı birbirinden koparmayı; o an ikisini de yitirdiğinizi göreceksiniz. Can ile beden birbirinden ayrılır mı? Ayrıldığında geriye ne kalır ki! Şiir, can ve bedendir. Şiir, can ile bedenin içiçe, karmakarışık, birlikte aşkla yoğrulmuş halidir. Şiir, aşktır. 

-    Yalnızken veya Topluluk önünde şiir okurken müzik dinlemenin yeri gerçekten çok güzel oluyor. Siz müzik ve şiir arasında nasıl bir iletişim kuruyorsunuz? Evde veya topluluk önünde şiir, öykü okurken müzik sizin için vazgeçilmez bir unsur mu?

-    Her şiirin ve özellikle de iyi şiirin mutlaka kendine has bir ritmi ve müziği vardır. Şiirin, onu düz yazıdan farklı kılan (ve hesaba-kitaba gelmeyen, bir kalıba konulamayan) en önemli özelliği budur. Şair şiiri okurken işte o ritmi ve müziği yakalamalı ve icra etmeli. Dinleyicinin, “şiir dinlemekte olduğu” duygusu, şairin sesinden yansıyan bu ritim ve müzik ile zirveye çıkar. Ben evde daha çok yalnızken şiir okuduğum zamanlarda Blues müzik dinlemeyi seviyorum.

-    Şiir ve öyküler yazıyorsunuz. Nasıl bir yazma tekniğiniz var? Yani yazarken nasıl not alıyorsunuz? 

-    Şiir ve öykülerimi yıllar önce kalem/defter, sonra daktilo ile yazdım. Ama artık bilgisayarı kullanıyorum. Çok hızlı ve seri kullanıyorum bilgisayarı. Çok eskiden yazdığım bir kitap için satıcı ve yönetici ile anlaştım. Benden en kısa zamanda eserimi teslim etmemi istediler. Bir hafta sonra 350 sayfalık kitap teslim ettim. Yayınevi inanamadı teslimata. Gerçekten bilgisayar başına oturunca 350 sayfa yazıyı bilgisayarda yazma ve saklama gibi avantajların oluyor.

-    Teknik konular yanında çıkardığınız kitapların adı ve aldığınız ödüller?

-    “ Aşkın Anlamları Kitabı” daha çok popüler felsefe ve kişisel gelişim tema işlediğim eserlerim var. “ Camı Kırık Şiirler Senfonisi” şiir kitabım. “Hayat Esnaf Lokantası”  öykü kitabım.

-    Ayrıca Çeşitli günlük gazete ve dönemli dergilerde yazılarım yayınlanmaktadır.

-    Ödüllerim 2006’da Toplumsal Etik Derneği’nin yerel basın dalında Etik Ödülü, 2021’de Eskişehir Sanat Derneği tarafından düzenlenen “3. Kral Midas Öykü Yarışmasında Başarı Ödülü” ve 2022’de aynı dernek tarafından düzenlenen “Dorlion Öykü Yarışması Özel Ödülü” ile 2022’de Menteşe Belediyesi katkılarıyla Günce Yayınları tarafından düzenlenen yarışmada “Mustafa Özbey 2022 Edebiyat Ödülü” kazandım.

Gürcan Banger;  sadece şiir yazan bir şair değil  farklı bir kurmaca tekniği,  geniş bir psikoloji bilgisi ve iyi bir mühendislik kafasıyla yazdığı öyküler gerilimi, korkuyu seven bununla birlikte polisiyede olduğu gibi her şeyin sebebini isteyen okurları için çarpıcı kurgular sunuyor.