25 Kasım "Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Günü" sebebiyle bu konuya dikkat çekmek adına bir etkinlik hazırlığında pşan Emek Partisi Eskişehir İl Başkanlığı herkesi alanlara davet etti.

Emek Partisi Eskişehir İl Başkanlığı " SAVAŞA, ŞİDDETE, YOKSULLUĞA KARŞI MÜCADELEMİZ VAR! 25 KASIM’DA ALANLARDAYIZ!" başlığı ile yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi;

"

2023 25 Kasım’ına giderken dünyada olduğu gibi Türkiye’de de kadınların yaşadığı sorunlar temel gündemlerden biri olmaya devam ediyor. Ülkenin dört bir yanında kadınlar şiddete uğruyor, öldürülüyor. Ağır yoksulluk koşulları kadınlar dâhil tüm emekçilerin ve onların çocuklarının üzerine çöken bir karabasan durumunda. Devletin sistematik olarak elini çektiği eğitim- sağlık- beslenme- barınma vb. temel haklara asgari düzeyde dahi ulaşmak imkânsız hale gelmiş durumda.

İktidar olduğu günden beri AKP’nin ajandasında kadınlara yönelik özel gündemler yer aldı. 2002 yılından beri kadınlar ve aslında tüm emekçiler sistematik bir saldırının muhatabı durumundalar.  AKP 2002’den beri kadınların yaşam haklarını, devlet tarafından korunma haklarını, eşit ve özgür bireyler olarak ve laik bir sistemde yaşamlarını sürdürme haklarını hedefe koydu. İktidar nezdinde kadınlar ancak ailenin parçası olduğu, çocuk doğurduğu ve aile içinde kapitalizmin devamı için rol oynamaya ikna olduğu sürece makbul sayılıyor.

İktidar kadınların kazanımlarını hedefe koyan siyasi gericilikte ısrar ediyor ama kadınlar da bu saldırılara karşı durmaktan – mücadele etmekten asla vazgeçmiyor. Kadınlar pek çok kez güçlü ve birleşik bir mücadele ortaya koymayı başararak AKP’ye geri adım attıracak, saldırıları püskürtecek kazanımlar elde etti.

AKP iktidarı, Anayasa değişikliği, Aile Hukukunun yeniden yapılandırılması adı altında kadınlara yönelik saldırı dalgasını sürdüreceğini ilan etti. 6284 Sayılı Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Yasası, nafaka düzenlemesi, boşanma mevzuatı başta olmak üzere mevcut haklar iktidarın ve gerici müttefiklerinin, tarikatların, cemaatlerin, vakıfların, Diyanetin de dâhil olduğu güçlerin hedefinde.

Aile hayatı ile uyumlu iş yaşamı adı altında kadınlara istihdamda reva görülen koşullar; güvencesiz, kayıt dışı, sendikasız hatta sigortasız, düşük ücretle, esnek çalışmadır. Kadınların çalışmasını “aile bütçesine katkı” olarak tanımlamaya ilişkin ısrar, sermaye için büyük bir olanak haline getirilmek isteniyor. Esnek, parça başı, evden çalışma sistemleri kadınlar için köleliğin yeni bir biçimine getirilmeye çalışılırken, işçi sınıfına yönelik saldırıların temel bir zemininin buradan kurulması hedefleniyor.

AKP sınıfsal karakteri gereği “sermaye ile uyumlu iş yaşamı” planlarken, hatta bunu dayatmaya çalışırken kadınlar için tek çalışma biçimi bu gibi sunulmaktadır. Çocuk bakım sorumluluğu sadece kadınların sırtına yıkılırken yaygın, ücretsiz, nitelikli kreş ve gündüz bakımevleri hiç gündem edilmemektedir. Çocuğunu evde kilitleyerek işe gitmek zorunda kalan kadınların yaşadığı evlat acısına hiç yabancı değil bu ülke. Ekmek ve Gül tarafından başlatılan ve yaşanan bunca yoksulluk nedeniyle geniş kabul bulan her çocuk için bir öğün ücretsiz, nitelikli yemek talebi, kadınların mücadelesiyle halen devam ediyor.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Uluslararası Mücadele Gününe bu koşullar altında gidiyoruz.  Kadınların mücadelesi, birlikte yarattıkları dayanışma saldırı hazırlıklarının her bir anını, aşamasını izliyor ve AKP iktidarını uyarıyor.

Emek Partisi olarak biz de bu mücadelenin bir parçasıyız. İşyerlerinde, semtlerde, emekçi mahallelerinde, fabrikalarda kadınların hakları ve hayatları için kurdukları mücadeleyi adım adım örerken AKP iktidarına elinizi kadınların haklarından çekin diye sesleniyoruz.

25 Kasım’a giderken mücadeleyi büyüteceğiz. Okullarda bir öğün yemek kampanyasını sürdüren kadınlar olarak, bu sesimize nafaka hakkımıza dokunma sesini de ekleyeceğiz. Anayasa’yı uygulamayan bir iktidarın Anayasa yapamayacağını daha yüksek sesle söyleyeceğiz. 6284 Sayılı Kanun’a dokunulmasına izin vermeyeceğiz. AKP’nin aile arabuluculuğu dahil olmak üzere Medeni Kanun’da yapmayı planladığı her türlü değişikliğin karşısında olacağız.

Savaşa karşı barışı, ırkçılığa, şovenizme karşı halkların eşitliğini ve kardeşliğini savunmaya, bölgede barış, ülkede demokrasi için mücadele etmeye devam edeceğiz.

Bu iktidar, bölgede barışı ve halkların kardeşliğini tehdit eden yayılmacı, çatışmacı ve savaşçı politikalarında, sınır ötesi operasyonlarında ısrar edeceğini gösteriyor. Bu politikaların bir parçası olarak devletlerin masada pazarlık meselesi haline getirdiği, birbirine karşı güç sağlamak üzere şantaj konusu yaptığı ve bu politikaların acı sonuçlarını her türlü yaşayan göçmen, mülteci kadınlarla birlikte, ortak mücadelede, dayanışmada, kız kardeşlik köprülerini büyütmekte, hak ihlallerine, hukuksuzluklara karşı durmada ısrar edeceğiz.

İktidarın baskıları varsa, sömürü ve yağma düzeni varsa, kazanılmış haklara yönelimi varsa bizim de mücadelemiz var. Birlikte daha güçlü, daha birleşik bir mücadeleye çağırıyoruz. Eskişehir’de de 25 Kasım Cumartesi günü saat 15.00’de Espark Bağlar kapısında buluşuyoruz. Sokak sokak atölye atölye işyeri işyeri okul okul mücadeleyi birlikte öreceğiz.

Biz kazanacağız. Kadınlar Kazanacak."