Karikatür Kültürü Geriledi, Çizgi Şekil Değiştirdi

Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla birlikte gazete ve dergi satışları azalırken, karikatür kültürü de eski etkisini kaybetti. Birçok çizer mesleği bırakırken, Furkan Tangüner çizim yapmaya devam etti. Karikatürü farklı bir alana taşıyan Tangüner, çizgilerini bu kez süs ürünleri üzerinde yaşatmaya başladı.

Ahşap, Taş ve Seramik Üzerine Özgün Desenler

Şimşir ağacı başta olmak üzere farklı malzemeler kullanan Tangüner, her bir ürünü tek tek, el emeğiyle hazırlıyor. Fabrikasyon olmayan bu ürünler, detaylı desenleriyle dikkat çekiyor. Hobi olarak başladığı bu uğraş, zamanla satışa dönüşerek kendisine kazanç sağlamaya başladı.

“Çizgiyi Farklı Bir Şekle Soktum”

Yaklaşık 25 yıldır çizer olduğunu belirten Furkan Tangüner, süreci şu sözlerle anlattı:

“Daha önce gazetede çalıştım. Karikatür çizdiğimiz dönemlerde sayfa tasarlıyorduk. Sonra çizgiyi farklı bir şekle soktum, biraz da tesadüfi oldu. Ahşap, taş ve seramik gibi malzemelerin üzerine çini mürekkebiyle desenler çiziyorum. Üretim aşaması benim için çok keyifli.”

Toplu Siparişlerde Günde 20 Ürün Yapıyor

Toplu sipariş aldığında günde yaklaşık 20 ürün hazırladığını söyleyen Tangüner, her birinin birbirine benzese de birebir aynı olmadığını vurguladı.

“Bunların hiçbiri fabrikasyon değil. Çizim işi fedakârlık gerektirir, ticari düşüncelerle yapılacak bir iş değil. Ben severek çizdiğim için böyle bir şeye dönüştü.”

“Karikatür Yayınlanmayınca Anlamını Yitiriyor”

Karikatürün günümüzde şekil değiştirdiğini ifade eden Tangüner, mizahın artık sosyal medyada kısa videolar ve bireysel içerikler üzerinden yapıldığını söyledi.

“Karikatürü çiziyorsun ama bir yerde yayınlatamadıktan sonra anlamı yok. İnsanlar artık internette kendi esprilerini yapıyor. Bir anlamda karikatür şekil değiştirdi. Karikatürcüler için zor ama insanlar gülüp eğleniyor.”

Kalemi Bırakmayan Bir Çizerin Hikâyesi

Kendi yaş grubundaki birçok insanın elleri titrerken hâlâ kalem tutabildiğini söyleyen Furkan Tangüner, çizgiden kopmadan üretmeye devam ediyor. Tangüner’in hikâyesi, sanatın farklı formlarla da olsa yaşamaya devam edebileceğini gözler önüne seriyor.