Bu bereketli toprakların her bir köşesi, farklı medeniyetlerin kalıntılarının birleştiği Anadolu'nun en köklü bölgelerinden biri olan Kayseri'de barınıyor. Bu topraklar tarih öncesi dönemlere, Kalkolitik (Bakırtaş) çağlarına kadar uzanan bir geçmişe sahip. Asur, Hitit, Frig ve Roma dönemlerinden kalan tarihi eserlerle süslü olan Kültepe, bu medeniyetlerin birer parçasıdır. Kayseri şehri, bu tarih zengini yerleşim yerinin yakınında, tüm bu tarih faktörlerinden derinden etkilenmiş bir durumdadır.

1067'de Selçuklu komutanının eline geçerek Türk yönetimine giren Kayseri; Selçuklu Devleti, Eratna Beyliği, Dulkadiroğulları, Kadı Burhanettin, Karamanoğulları ve Osmanlı Devleti gibi pek çok hükümet dönemine tanıklık etmiştir. Selçuklular başta olmak üzere, her dönemde Kayseri, önemli bir Türk kültür merkezi olmuştur.

1924 Anayasası'nın ardından il statüsüne ulaşan Kayseri, Türkiye'nin ilk uçak fabrikasının ve demiryolu ağına ev sahipliği yaparak önemli gelişmelere öncülük etmiştir. 1953'te kurulan Sümer Bez Fabrikası ve 1950'lerde hayata geçirilen sanayi sitesi, Kayseri'yi Türkiye'nin en büyük sanayi ve ticaret atılımlarının öncüsü haline getirmiştir. Bugün ise, Kayseri ekonomisi, kültürel yaşamı, sağlık hizmetleri, eğitim seviyesi, spor faaliyetleri ve şehir planlaması alanlarında gösterdiği büyük gelişimle Türkiye'nin en hızlı büyüyen ve dikkat çeken şehirleri arasında yer alıyor.

Kayseri'nin eski isimleri

Türkiye'nin önemli kültür, sanat, bilim ve turizm merkezlerinden biri olan bu şehir, tarihin en eski zamanlardan beri birçok medeniyete beşik olmuştur. Şehrin en eski adı olan Mazaka, Roma dönemine kadar kullanılmıştır. Roma döneminde ise şehre 'imparator şehri' anlamına gelen Kaisareia adı verilmiştir. Araplar, Kaisareia adını Kaysariya şeklinde kullanmışlar. Anadolu'yu fetheden Türkler, şehre Kayseriye adını vermişler ve bu ad, Cumhuriyet dönemiyle birlikte Kayseri şeklini almıştır.