Anıt sayaçta yer alan bilgilere göre en az 357 kadının erkekler tarafından öldürüldüğünü söyleyen Başkan Kurt, kadına yönelik şiddetin her geçen gün boyutunu artırarak vahşileştiğine dikkat çekti. 

Başkan Kurt, mesajına şu sözlerle devam etti:

“Bianet tarafından hazırlanan habere göre; erkekler, 1 Ocak 2023-21 Kasım 2023 dönemindeki 324 günde en az 288 kadını öldürdü, en az 681 kadına şiddet uyguladı. 1 Ocak 2013-21 Kasım 2023 arasında en az 3 bin 151 kadın erkekler tarafından öldürüldü. Yine aynı haberde 1 Ocak-21 Kasım arasında basına yansıyan erkek şiddeti verilerine göre; 350 kadın taciz edildi, 116 çocuk istismara uğradı, 681 kadına şiddet uygulandı, 16 kadına tecavüz edildi. 228 kadının ölümü basına "şüpheli" olarak yansırken, erkekler, en az 23 çocuğu öldürdü. Katillerin bahaneleri hep aynı; ‘boşanmayı istemek, evlenmeyi reddetmek, barışmayı reddetmek’… yani kadının ‘kendi hayatına dair karar almak istemesi’. Onlar, iyi bir hayat yaşamak isterken; kocası, eski kocası, sevgilisi, babası, kardeşi ya da hiç tanımadıkları erkekler tarafından katledildi. Şiddetin boyutu, nerden geldiği, vahşileşmesi her geçen gün bir önceki günü aratır durumda. Eğer gerekli önlemler alınsaydı, İstanbul Sözleşmesi yürürlükten kaldırılmayıp tam olarak uygulansaydı ya da katillerden biri kravat taktığı için iyi hal indirimi almasaydı, bu kadınlar bugün aramızda olabilirdi.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ BİR AN ÖNCE YENİDEN UYGULANMAYA BAŞLANMALIDIR

Gittikçe derinleşen yoksulluğun, geçim derdinin en can yakıcı olduğu bir dönemden geçiyoruz. AKP iktidarının ekonomi politikalarıyla halka dayattığı yoksulluk, kadınlara işten atma, mobbing gibi hak ihlalleri olarak geri döndü. Kadına yönelik şiddet, tecavüz ve kadın cinayetlerindeki artış tesadüf değildir. İçinde yaşadığımız sistemin ve hükümetin yanlış kadın politikalarının sonucudur. 1 Ocak 2013-21 Kasım 2023 arasında en az 3 bin 151 kadın erkekler tarafından öldürdü. Kadınlar, iktidarın yanlış politikalarını canı ile öderken, kadına yönelik şiddete karşı önlem almayan AKP iktidarı, kadınların ‘nafaka hakkını’ tartışmaya açtı.

TBMM’nin çoğunluğu ile yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesini, bir gece yarısı yayınlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yürürlükten kaldıran AKP İktidarı; kadına karşı şiddeti bir insan hakları ihlali ve ayrımcılık türü olarak tanımlayan ve devletlere kadınların şiddetten korunması için çok ciddi sorumluluklar yükleyen bu anlaşmanın, kadınlar için yaşamsal öneme sahip olduğunu unutuyor. Türkiye’nin ilk imzacılarından biri olduğu İstanbul Sözleşmesi bir an önce yeniden uygulanmaya başlanmalıdır. Başka cinayetlerin yaşanmaması için bir an önce bu yanlış politikalardan vazgeçilerek, yürürlükte olan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi Kanunu tam anlamıyla uygulanmalıdır.

Kadına yönelik şiddete karşı hep birlikte mücadele ederek, bu şiddetin önüne geçeceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde yaşama hakkı elinden alınmış tüm kadınları saygıyla anıyorum.”