Anadolu'nun kuzey ucu Sinop şehri, tarihinin büyük bir bölümünde şehrin etrafında son derece stratejik bir konumda yer alan bir kale-şehir olarak boy göstermiştir. İnce Burun ile Boztepe Burnu arasında yer alan bu şehir zaman içerisinde daha çok doğu yöne doğru büyümüştür ve hali hazırda bir liman kenti görünümündedir.

Antik çağda, şehir genel olarak dış limanı kullanmıştır. Fakat bu liman, fırtınalara açık bir konumda olduğu için denizcilik açısından pek fazla kullanışlı sayılmaz. Ayrıca, zamanla dolu olan ve kullanılamaz hale gelen bu limana bir kanal bağlanmış, ancak bu kanal Selçuklu döneminde kapatılmıştır.

Rüzgarlara kapalı ve sakin deniziyle yarımada üzerindeki iç liman, güney Karadeniz'deki en önemli limanlardan biri olmuştur. Hatta öyle ki bu özelliği dolayısıyla "Akdeniz" ismini almıştır. Tarih boyunca burada yoğun bir liman ve tersane faaliyeti yaşanmıştır. Bugün ise surlarından büyük bir kısmı hala ayaktadır ve bu yıkıntılar yeniden yapılandırılabilir.

Sinop kenti, doğuya doğru yani Boztepe Burnu yönünde daha yoğun bir gelişme göstermiştir. Burası üzerinde 187 metreye kadar yükselen Hıdırlık tepesi yer almaktadır ve bu tepenin deniz yönünde dik yamaçları bulunmaktadır. Bu durum, Sinop'un denizden ve berzahtan çok zor bir şekilde alınabileceğine işaret etmektedir.

Sinop, tarih boyunca parlak ve yoğun bir ticari ve kültürel yaşamla anılmıştır. Bu kent, Bizans, Selçuklu, Candaroğlu ve Osmanlı dönemlerinde de bu özelliğini korumuştur. Ayrıca bölgenin en önemli askeri üslerinden biri olan Sinop, kale ve tersanesi sayesinde bu özelliğini pekiştirmiştir. Ancak Sinop Baskını'nın ardından bu üstünlüğünü yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştır. Şehir daha sonrasında kendi sınırları dışına doğru genişlemiştir.

Sinop'un ulaşım omurgası, tarih boyunca geometrik formunu korumuş ve bugün Boyabat yolu, Sakarya Caddesi, Cumhuriyet Caddesi ve Fatih Caddesi ile oluşur. Bu ana arter üzerinde Valilik ve Belediye önünden geçen Gazi Caddesi de önemli bir dikey bağlantı oluşturur.

Sinop adı nereden geliyor?

Sinop'un ismi ve bu ismin nasıl alındığı hakkında çokça teori bulunmaktadır. Farklı görüşler ileri sürülmekle birlikte, birbirine benzer ifadelerle değişik bir biçimde sunulan bu teoriler, zaman içinde çoğalmış ve kitaplar, dergiler ve gazetelerde yayınlanmıştır. Bu teoriler, halk arasında da konuşulur olduğu için, işte bu derli toplu ve özgünleştirilmiş haliyle sana sunuluyor.

Bir rivayete göre, Sinop ismi Zeus'un aşık olduğu ve Karadeniz sahillerine bıraktığı Sinope adlı ırmağın tanrıçasından gelmektedir. Bu, kabul gören ve söz konusu kentin ismi üzerine yapılan birçok tartışmada başı çeken bir teoridir.

Bununla birlikte, bir başka görüş de Hitit kaynaklarına dayandırılıyor. Bu kaynaklara göre, Sinop'un adı ilk kez Hititçe 'Sinova' şeklinde anılmıştır.

Prof. Yusuf Kemal Tengirşenk'in eşi Nazlı Tengirşenk, Sinop Halkevi yayınlarının bir parçası olan Dıranaz dergisi sayesinde öğrendiğimiz bir diğer bilgiye göre, Sinop'un ismi Asur ay tanrısı "Sin"den türemekte.

Bazı kaynaklarda ise Sinop adının ilk kez 'Sinavur' şekliyle söylendiği belirtiliyor.

M.Ö. 200 yıllarında yaşayan Skymnos ise, şiirlerini Sinop adının Amazon kraliçesi Sinope'den türediğini iddia eder.

"Suyun göğsü" anlamına gelen Farsça bir terim olan (Sine-i âb) dan türeyen 'Sınap' da, Sinop isminin kaynağı olabilecek diğer bir iddia.

Bütün bu teorilere baktığımızda, Sinop isminin temel harflerinin 'S', 'I' ve 'N' olduğunu söyleyebiliriz. Neredeyse tüm rivayetlerde bu üç harf bulunuyor ve yalnızca birinde farklı bir ünlü, '?' bulunuyor. Neredeyse tüm teorilerin sonunda, bu üç harfe çeşitli ekler ekleniyor. Bu da bize, Sinop'un adının temel harflerinin zamanla değişmeden kaldığını söylüyor.

Antik Çağ'da Sinop'un adı

Antikçağda belirli bir bölgenin adı Paphlagonia olarak anılmıştı ve bu bölgenin en kuzey ucundaki şehrin günümüzdeki adı Sinop'tur. Bilinen en eski ismi "Sinope" olarak geçmektedir. Bu isimde yer alan "Sin" kökü; Asur ve Anadolu halkları arasında varolan ilişkiyi gösterir. Sinope ismi; Yunan ırmağının tanrısı Asopos'un su perisi kızlarından biri olan Sinope ile ilişkilendirilmiştir. Bu ilişkilendirme, ismin kaynağına dair bir bilgi vererek İyonya'nın bölgedeki kolonizasyon sürecine ışık tutmaktadır.

Başka bir görüşe göre ise Amazon Kraliçesi'nin ismi Sinova'dan farklı bir versiyon çıkmış olabilir. Fakat bu mitin kökeni tam olarak bilinmiyor. Bu kavmin Anadolu'dan olduğuna dair de genel bir kabul görmüş durumda. Yunanistan dışında, Sin ya da Sind kelimeleri sıklıkla Pontus, Doğu Anadolu, İran ve Hindistan gibi yerlerde kullanılmaktadır. Bu durum, Sinope adının yerel Anadolu dillerinden türemiş olabileceğini düşündürtmektedir.

Öte yandan, antik coğrafyacı Strabon'un metinlerinde ise; Sinop kentinin kurucusunun Arganotlar'dan gelen Teselyalı Otolikos olduğuna dair bilgi verilmiştir. Otolikos'un bu kenti işgal ederek bir Yunan kolonisi kurduğu belirtilmiştir. Bu da kentin kolonileştirilmesinden önce yerli bir halkın var olduğunu göstermektedir.