Tarihin derinliklerinden günümüze kadar uzanan bir geçmişi olan Şırnak'ın, M.Ö 7000'li yıllara kadar olan yerleşim tarihi bilinmektedir. Şırnak ilinin adının kaynağı üzerine belirgin bir bilgi bulunmamasına rağmen, etkileyici ve çeşitlilik gösteren rivayetler halk arasında dillerde dolaşmaktadır.

Bu rivayetlerin en yaygın ve tanınanı, Nuh Tufanının ardından belirmiştir. İslami inanışa göre, Tufan sonrasında Nuh Peygamberin gemisi, Kur'an-ı Kerim'in Hud Suresi'nin 44. ayetinde "Ey arz suyunu yut, ey gök sende tut" şeklinde verilen divine uyarak Cudi Dağı'nın üzerine oturmuştur. Bu efsanevi dağdan inen ilk grup, Heştan (Şimdiki Yoğurtçular Köyü) bölgesine yerleşerek ilk yerleşim birimini oluşturmuştur. Nuh Peygamberin de aralarında bulunduğu ikinci bir grup ise mevcut Şırnak yerleşim birimini kurmuştur.

Zamanla değişimler ve evrimler geçiren Şırnak ismi, ilk olarak Nuh Peygamber anısına "Şehri Nuh" şeklinde adlandırılmıştır. Ancak bu ad zaman içinde çeşitli değişimlere uğramış ve "Şernah", "Şırnek" şekillerini aldıktan sonra nihayet günümüzde bilinen "Şırnak" şeklini benimsemiştir.

Tarihin ve efsanelerin kesişim noktalarından biri olan Şırnak, aynı zamanda Türkiye'nin genç illerinden biridir. 16 Mayıs 1990 tarihinde yürürlüğe giren ve 3647 sayılı kanun ile Siirt ilinden ayrılarak Türkiye'nin 73. ili olmuştur. Bu tarihi yasa ile birlikte, Siirt'in Eruh ilçesine bağlı olan Güçlükonak bucağı, Şırnak'ın ilçesi olmuştur. Ayrıca, Mardin'in İdil, Cizre ve Silopi ilçeleri de bu tarihten itibaren Şırnak'a bağlanmıştır.