Yumuktepe ve Gözlükule'daki kazılar, Mersin'in tarihten önceki dönemlerden beri önemli bir yerleşim merkezi olduğunu ortaya koymuştur. Yumuktepe'de 1937'de başlatılan kazılarda, "Neolitik Devri" belirlenmiştir ve üzerine yapılan çalışmalar, bölgenin Neolitik dönemden sonra Maden Devri ve Tunç Devri arasına bir geçiş yaptığını göstermiştir. Gözlükule'deki kalıntılar, Yumuktepe'deki buluntularla benzerlik gösterir.

Mersin: Tarih Boyunca Geçişten Geçişe

Bir süreliğine Etiler, daha sonra ise Asurlular, Persler, Yunanlılar ve Makedonyalılar Mersin'e hükmetmişlerdir. Romalıların eline geçen Mersin, Roma İmparatorluğunun ikiye ayrılmasından sonra Doğu Roma toprakları içerisinde kalmıştır. İslamiyet'in yayılmasından sonra Araplar, Selçuklular ve Haçlılar tarafından istila edilmiş, son olarak Osmanlı idaresine girmiştir. Mersin, İtilaf Devletlerinin istilasına uğradığı I. Dünya Savaşı'ndan sonra 3 Ocak 1922'de tekrar Türk hakimiyetine geçmiştir.

Mersin Adının Kökeni: Mitler ve Gerçekler

Mersin adı konusunda birkaç farklı teori bulunmaktadır. İlginç olarak, yörede yetişen ve Akdeniz ikliminin tanıtıcı bir bitkisi olan Arapların da Hambales dedikleri Myrtus-Mersin ağacı dolayısıyla bölgeye Mersin adının verildiği düşünülen bir teori bulunmaktadır.

Daha popüler olan diğer bir teori ise, Mersin adının, bu bölgede yaşayan "Mersinoğulları veya Mersinoğlu" adındaki bir Türkmen ailesinden kaynaklandığıdır. Bir başka iddia ise, Mersin adının bir bitkiden değil, yörede yaşayan Mersinoğlu adındaki aşiretten kaynaklandığı yönündedir. Mersin adına farklı bölgelerde, örneğin İzmir, Ordu ve Trabzon'da olmak üzere Anadolu'da çeşitli yörelerinde rastlamak ise mümkündür.