Tarihi dönemler boyunca önemli ticaret ve kervan yollarının kesişme noktasında yer alan Han ilçesi; tarih öncesi dönemlerden itibaren pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Kral Yolu, Hac, Kervan ve Sefer Yolu gibi önemli rotaların geçiş yaptığı bu ilçede ilk yerleşimlerin Hititler dönemine, yani MÖ 3500'lere kadar uzandığı bilinmektedir. Bu sebeple Han ilçesinin tarih sahnesinde önemli bir yer tuttuğunu söylemek yanıltıcı olmayacaktır.

Bu ilçe, zaman içerisinde Kakkabocome, Kakkabas, Hüsrev Paşa Hanı, Hanköy, Hüsrev Paşa Köyü, Yenihan, Çamlıbel, Kızılkilise ve Çifterlû gibi isimleri kullanmış ve nihayet 1990 yılında çıkarılan 3644 sayılı Kanun ile ilçe ismi HAN olarak belirlenmiştir.

Han ilçesi, tarihi dönemlerin izlerini taşıyan kalıntılarıyla da dikkat çeker. Erten Mahallesindeki Erten Höyük, Karaağaç Höyük, Kulapa Höyük ile Yazılıkaya'daki Midas Şehri bu kalıntılardan bazılarıdır.

Frig, Roma-Bizans, Osmanlı gibi dönemlerde oldukça önemli bir konuma sahip olan Han ilçesinin tarih boyunca uğradığı dönüşümler ve bu dönüşümlerin izleri, ilçenin kültürel ve tarihi zenginliğini ortaya koymaktadır.

İlçeye Kimler Hükmetti?

MÖ 1200 yıllarında Hitit egemenliğine son veren ve başkentini Gordion (Polatlı) olarak belirleyen Friglerin, ilçemizin tarihini şekillendirdiği görülüyor. Ancak bu dönemin ardından Kimmerler, Friglerin egemenliğine son verir. Sonrasında ise merkezleri Sard (Manisa) olan Lydialılar'ın bölgeye hâkim olduğu görülüyor. Tarih kitaplarında Friglerin tarım, Lydialılar'ın ise ticaret faaliyetlerinde bulunduğu belirtiliyor.

Lydialılar'ın egemenliğini Persler sonlandırdı ve Makedonya Kralı Büyük İskender'in Anadolu'ya geçmesi ile Hellenizm İmparatorluğu egemen oldu. MÖ II. Yy'da bütün Hellenizm İmparatorluğu toprakları Roma İmparatorluğu'nun eline geçti ve MS 395 yılında Roma İmparatorluğunun ikiye bölünmesiyle İstanbul merkez olmak üzere oluşan Doğu Roma İmparatorluğu (Bizans) tüm Anadolu'nun hakimi oldu.

Osmanlı Dönemi ve İlçenin Bugünkü Statüsü

Osmanlı döneminde, ilçemizin toprakları, Osman Bey'in amcası Dündar Bey Vakfı'na ait olan topraklar arasında olduğu söylenir. İlçesinin Romalılar'dan devraldığı ve Osmanlılar döneminde kullanılan İstanbul-Eskişehir-Konya-Bağdat yolu "Anadolu", "Anadolu Orta Kolu" adıyla anılır.

IV. Murat döneminde, Sadrazam Hüsrev Paşa'nın bölgenin önemini kavrayıp burada bir kervansaray, cami, hamam ve çeşmeler gibi yapılar inşa ettiren bir vakıf oluşturmuştur.

İlçe, 1963'te Afyon'un Emirdağ İlçesi'nden ayrılarak Eskişehir'in Çifteler İlçesi'ne bağlandı. 15 Mayıs 1967'de kasaba olmuş ve Belediye Teşkilatı kurmuştur. 20 Mayıs 1990'da çıkarılan 3644 sayılı Kanun ile ilçe statüsüne kavuşmuştur.

Han İlçesi, geride bıraktığı dönemlerden birçok tarihi eserle bugünkü kültür turizmine katkıda bulunuyor. İlçede, Hitit, Frig, Roma-Bizans dönemlerine ait yerleşim yerleri ve kalıntıların yanı sıra dünyaca ünlü Midas Anıtı gibi eserler bulunmaktadır.