Uşak kelimesi, Çağatay Türkçesinde 'oğul' veya 'torun' anlamına gelir. Uşak halkının anlattığına göre, bu anlamı destekleyen bir efsane vardır. Bu efsaneye göre, Uşak Mende köyünde yaşayan bir beyin oğulları, beyden uzak bir yerde yaşamak için mandıracılıkla geçindikleri bir yere taşınırlar. Bey, oğullarını görmeye gideceği zaman "Ben Uşşak'a gidiyorum" dermiş. Bu ifade zamanla bölgenin adı olmuştur.
Arapçada ise "uşşak" kelimesi 'aşıklar' anlamına gelir. Uşak halkından bir kısım, şehrin adının bu anlama geldiğine inanır. Onlara göre, Mende Beyi'nin mandırası olarak kullanılıyor olan bir mekanda yedi kişilik bir grup varmış. Bu insanlar ya sanatlarına, ya işlerine, ya maneviyata ya da ruhlarındaki yüce değerlere aşık olmuşlar. Mende Beyi de bu aşık kişilerden etkilenmiş ve birini kızıyla evlendirmek istemiş. Ancak kızı, yedi aşığın içinden en genç olanına aşık olmuş. Bu durum sonucunda, aşıkların sayısı artmış ve bölgemiz Uşşak ya da aşıklar şehri olarak anılmaya başlamış.
Ayrıca, 17. yüzyıl Türk gezgini ve yazarı Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde de Uşak hakkında çeşitli bilgiler bulunmaktadır. Evliya Çelebi, Seyahatnamesi'nde Şehr-i Uşşak'ın bahçeleri, suyunun güzelliği ve huzurlu atmosferi ile insanların bu şehre aşık olduklarını ifade etmiştir. Bu bilgiler, Uşak'ın adının 'aşıklar şehri' anlamına gelen 'uşşak' kelimesiyle bağlantılı olduğunu düşündürmektedir.