Evet, yukarıdaki sözleri Eskişehir Haller Gençlik Merkezi Midas Salonunu dolduran dinleyicilere doğru içindeki geldiklerini, yılların biriktiği duyguları dinleyicilere anlatırken onu hayranlıkla diniyoruz. Kim mi tabi Toroslardan Dünyaya açılan kadın Ümmiye KOÇAK.  Adana’nın Toroslar köyünde zor şatlar altında hem üreten, hem çalışan bir kadından bir sanatçı ortaya çıkardınız. Kırsalda yaşan bir kadın olarak bu projelerinizi nasıl gerçekleştirdiniz? Hem de bize kısa bir hayat hikâyenizi anlatımısınız?

Adana'nın Çelemli köyünde 10 çocuklu bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Koçak, ilkokul eğitimini tamamladıktan sonra günün zorlu şartları nedeniyle okuyamadı. Evlendikten sonra Mersin'in Arslan köy Mahallesi’ne yerleşen Koçak'ın hayatı, köy meydanında izlediği tiyatro oyunuyla değişti. Oyundan çok etkilenen Koçak, köy kadınlarının hikâyelerini anlatmak için ev ev, 40 kapı gezerek hayallerini anlattığı 7 kadınla Arslan köy Kadınlar Tiyatro Topluluğu'nu kurarak yolculuğuna başlamış oldu. Ümmiye Koçak, mahalledeki kadınların günlük yaşamlarından esinlenip kaleme aldığı oyunları, çeşitli esprilerle süsleyerek sahnelere taşıdı. Önce Mersin’de sahne alan Koçak, oyununu ülkenin dört bir tarafındaki sahnelerde sergilemeye başladı. 2013 yılında Torosların zirvesinde yaşayan Yörük kızı Elif’in zorlu hayatını kaleme alıp yönetmenliğini yaptığı Yün Bebek filmiyle 2. New York Avrasya Film Festivali'nde Sinemada en iyi Avrasyalı kadın sanatçı ödülünü kazandı.

Birçok festivalde de gösterilen filmin ardından Ümmiye Koçak, dünyaca ünlü futbolcu Cristiano Ronaldo ile bir reklam filminde de yer aldı. Tiyatroya 22 yıl önce başladığında amacının kadınların sesini tüm Türkiye’ye kadar duyurmak olduğunu ifade eden Koçak, "Bir fark ettim ki her yere duyurmuşum. Yurt dışı olmak üzere her yere gittik. Tiyatroyla kadınların sesini duyurmak için çıktım. Tiyatro  gerçekten insanı insanla anlatmanın en güzel yolu. Kimsenin başına vura vura bir şey öğretemezsin. Tiyatro ve dramıyla küçücük çocuklara bile doğruyu yanlışı anlatabiliriz. Şiddetle değil. Bunun kadını erkeği yok. Herkes her şeyi yapabilir yeter ki istesin. Olmaz diye bir şey yok" . Bugüne kadar hep yaşadıklarından ders çıkardığını anlatan Koçak , "Tüm kadınlarımız çok güçlüdür. Sadece içimizdeki kıvılcımı çıkarmak için mücadele ediyorum ben. 'Ben yapamam' denilmesin. Herkes yapabilir. Sadece biz onlara ışık tutmaya çalışıyoruz. Bizim bir tek amacımız var. Sesimizi çok kitleye ulaştırmak istiyoruz. Küçükler bizi görsün, büyüdüklerinde 'Yaşlı teyzeler tiyatro yapmış bizde yaparız' demelerini istiyoruz. Onların içindeki var olan gücü çıkartmak için mücadele ediyoruz ve yaşadığımız sürece de edeceğiz."

Ben küçüklüğümden beri Allah vergisi yeteneğimden farkındaydım. Harçlıklarım ile yıllarca hep kitap aldım, kitap okudum. Bir bilgi birikimim var, bu bende iç güdüsel olarak bir şeyler üretmek için dürtüyor. İnsanlar ile karşılaştığımda empati yapabiliyorum, onlarla konuşmaya başlayınca neler yapabileceğini, tiyatro oynayacaksak onun ne roller oynayabileceğini tahmin edebiliyordum. Oynadığımız oyunlarda genelde çevremdeki insanların komik, trajedi halleri görüyor isimlerini değiştirerek kafamda senaryoları yazıyordum. İlk oyunum “taş bademler “ buna örnek diyebirim. Tiyatro oyunlarımızı Mersin Büyükşehir Belediye salonunda sergiledik. New york ‘ta bir ödül aldık. Sadece kadınlardan oluşan bir film  3,5 metrekarede bir alanda çekildi. Senaryo ve öykü bana aitti. Avrasyalı Kadın ödülünü aldım.