3 Mayıs’ın Türk tarihinde önemli bir yeri olduğunu belirterek konuşmasına başlayan Anadolu Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burhan Sayılır, konuşmasının devamında şunları söyledi:

“1944 yılının 3 Mayıs’ında bir hakaret davası ile ortaya çıkan, ideolojiye dönüşen sonrasında ise siyasi bir partiye dönüşen bu süreç bir farkındalık oluşturmuştur. Bu farkındalıkla birlikte 3 Mayıs dediğimizde aklımıza sadece dava gelmiyor, Türklerin ıstırap içinde sürgün içinde yaşadığı bir dönem aklımıza geliyor. 3 Mayıs bunun temsilidir, bu adli sürecin bugün bize kazandırdığı şey, bambaşka bir Türkçülüktür. Osmanlı Devleti’nde Türkçülük, milliyetçilik fikri zor ve en son yeşermiş bir fikirdir. Her millet kendi milliyetçiliğini yaparken Kazan Türklerinden 1870’lerde Türkiye’ye gelen ilim insanları Türkiye’de böyle bir şeyi uyandırmaya başlamış çünkü Türklerin o zamanki ana düşüncesi İslamcıydı. Balkanlardaki Türklerde Türkçülük vatan üzerine bir milliyetçilik oluştu. Türk Yurdu Dergisi etrafında toplanan münevverler Türk Ocağını kurdular. Net olarak Türk ifadesi kullanılmaya başlandı ve bu insanların uyanmasını sağladı. Milli bilinci ve kimliğini en son Türkler elde etti.”