Eskişehirspor’umuzun güçlü 52 Orduspor deplasmanından zaten kimse puan ya da puanlar almasını beklemiyordu. Herkes belki bir mucize olur diye dua ederek, göz ucuyla maçı izledi. Ortaya çıkan sonuç ben dahil kimseyi şaşırtmamıştır. Yönetim kurulundan hocasına, futbolcusundan taraftarına kadar tüm Eskişehirspor unsurlarının inancının kalmadığını daha maçın ilk dakikalarında anladık. Sahada oynanan hatta oynanan demek bile övgü olur, sergilenen rezalet oyun umutların tükendiğini bize gösterdi. Bu sebeple maç ile ilgili teknik bir yorum yaparak vakit kaybetmenin bir anlamı da yok. Eskişehirspor kafilesi Ordu’da bahar aylarında serin bir deniz havası alıp gelmiş oldu Eskişehir’e diyelim ve yola devam edelim.

“Eskişehirspor neden bu hale geldi?” tiyatrosu dediğim duruma net bir şekilde açıklık getireceğim. Fakat öncesinde geçen hafta yazdıklarımdan ötürü “yönetimci” ilan edilmeme değinmek istiyorum. Değerli okurlar benim Eskişehirspor yönetimi ile yönetim – basın bilgi alışverişi dışında bir bağlantım yok. Olsa da ayrıca ben yine yazdıklarımı yazardım. Kişisel görüşlerimi ve Eskişehirspor ile ilgili gelişen hadiseleri tarafsız bir şekilde size aktarmak istiyorum tek amacım bu. “Yönetimci” ilan edenlere de gelmiş geçmiş tüm yönetimlerle ahbap çavuş ilişkisi olanlar varken benden size ekmek çıkmaz demek istiyorum. Ayrıca Sayın Erkan Koca ve yönetiminin Eskişehirspor’un bu hale gelmesinde çok az suçu olduğunu söylememin sebebi demek ki anlaşılmamış. 3. Lig’in dibine demir atan, borçlardan dolayı kapısına kilit vurulma noktasına gelen bir kulübe son çare olarak talip olan bir yönetim var. Bu yönetimden bazı isimler geçmiş yönetimlerde görev alsalar da hiçbiri futbol kulübü yönetmek konusunda engin tecrübelere sahip isimler değil. Bu sebeple “atkılılar” ve genç iş adamlarından oluşan yönetim kucağına saatli bir bomba almışken ben çıkıp tüm suç bu yönetimin dersem geçmişte yaşanan tüm karanlığa yandaş olmuş olurum. 

Bu yönetimin hatasını da geçen hafta söylemiştim ve yineliyorum. Erkan Koca başkanlığındaki Eskişehirspor yönetimi çıktıkları yolda, istedikleri desteği alamadılar ve bence birilerine çok güvenmenin bedeli ağır oldu. İkincisi tırnak içerisinde tecrübesiz yönetim saha içini etkileyecek bazı kumarlar oynadı ve tutmadı. Elbette oynanan futbol, teknik direktör tercihleri ve futbolcuların durumları ile ilgili bu yönetim sonuna kadar eleştirilebilir. Fakat Eskişehirspor’un Bölgesel Amatör Lig’in kıyısına gelmesinin sebebi bunların hiçbiri değil. Elde olan imkanlar ile bir kumar oynandı ve tutmadı. Ben yönetime gelen eleştirilerin yoğunluğunun neden olduğunu herkes gibi biliyorum aslında. Tamamen siyaset üzerinden bir eleştiri yapılmaya çalışılıyor. Ancak kimse açık açık durumu izah edecek cesarette olmadığı için kimin kimi ne diye eleştirdiği de bir türlü netleşmiyor. Madem kimse cesaret edemiyor ben söyleyeyim. Herkes Erkan Koca başkan olduktan sonra iktidar partisinin Eskişehirspor’u tek hamle ile bu çukurdan kurtaracağını bekliyordu. İşin rengi öyle olmayınca sesler bölünmeye, Eskişehirspor üzerindeki kavgalar büyümeye başladı. Peki, kamuoyuna soruyorum size böyle olacağının garantisini kim verdi ki? İşinize gelince Eskişehirspor siyasete bulaştırılmasın, işinize gelince nerede devlet. Böyle olursa, Eskişehirspor’un temel unsurları bir duruş sergilemezse kulüp de pek tabi bu hallere düşer. Aynı kesim şimdi de her hafta aralıksız Türkiye Futbol Federasyonu’na demediğini bırakmaz, sonra TFF düşmeyi kaldıracak diye berbat halimizi atar bir kenara bayram yapmaya başlar. Eskişehirspor’un bu hale gelmesinde “Her eriğim var diyene tuzla koşanlar” kadar payı olan başka kimse yok. Eskişehirspor tarihi boyunca finansal olarak kulübü batıran yöneticiler dışında tabi. Bu sebeple bir kez daha söylüyorum, şu anki Eskişehirspor yönetimi başarısız olmuştur; ancak en büyük suçlu asla bu yönetim değildir. Erkan Koca yönetimi çevresine çok güvenmenin bedelini ağır bir şekilde ödüyor zaten…

Şimdi tiyatro hususuna geçebiliriz. Eskişehirspor 7-8 yıldır dikey olarak düşüşe başladığından beridir her yıl, geleneksel olarak Eskişehir’de bir tiyatro sahneleniyor. “Eskişehirspor neden bu hale geldi?” tiyatrosu genellikle mayıs – haziran aylarında sergilenirdi; fakat bu yıl nisan ayında erken bir prömiyer yapıldı. Eskişehir’de Eskişehirspor ile ilgili fikri, bilgisi olmayan kimse bulamazsınız. Herkes bir şeyler bilir ve kendi dedikleri yapılsaydı takımın eski günlerine döneceğini söyler. Bu tarz insanlar o kadar fazla ki bu nedenle tiyatroda figüran rolünü oynuyorlar. Yardımcı rollerde ise bir özeleştiri olarak da yazıyorum Eskişehir basını, eski yöneticiler ve bazı iş insanları var. Bunlar da birçok şey bildikleri halde yarım ağızla konuşur ve takımın başına “kendi” adamları gelsin diye sürekli PR peşinde koşarlar. Sonuç Eskişehirspor için hüsran olduğunda ise en çok bu grup ağlar. Başrollerde ise elbette Eskişehirspor’un bu hale gelmesinde en büyük payı olan şehrin ileri gelenleri, bazı yönetimler ve başkanlar var. Bu isimler başrolde olmalarına rağmen tiyatroda çok az rol alırlar. Hatta pek çoğunun kim olduğunu gerçekten bilemeyiz bile, genellikle dublör falan kullanırlar. Neyse lafı uzatmaya hacet yok. Bir de tiyatroyu seyreden gruplara bakalım. Arka taraflarda sadece Eskişehirspor’u seven ve gönülden bağlı olan bir grup görüyorum. Orta sıralarda ne olup bittiğini anlamaya çalışan ve Eskişehirspor nasıl iyi olur diye dertlenen gruplar yer alıyor. En önde ise Eskişehirspor’u çok sevdiğini sanan ama faydadan çok zarar veren birçok sözde Eskişehirsporlu gösteriyi izliyor. Tam olarak durum böyle diyebiliriz. Şimdi Eskişehirspor %99 Bölgesel Amatör Lig’e düşünce bu gruplar arasında çıkan ve çıkacak olan tartışmalar, sataşmalar ve göndermeler ise tiyatronun tamamını temsil ediyor. Böylece ne oluyor biliyor musunuz o başroldeki asıl sorumlular koca kulübü bu hale getirdikten sonra cepleri para dolu, viskilerini yudumluyorlar. Gerçek Eskişehirspor taraftarı ve Eskişehirspor’u gönülden seven insanlar ise kahroluyorlar! Kahroluyorlar! Eskişehirspor’u bu hale kim getirdiyse yazıklar olsun! Tiyatroya devam…

İşini, görevini layıkıyla yapan ve Eskişehirspor’u canı gönülden seven herkesi, her grubu bu “tiyatro” senaryosundan tenzih ettiğimi söylemek istiyorum. Kurunun yanında yaş asla yanmamalı. Umarım mesajlarım gerçek Eskişehirspor aşıklarını üzmez ve gerekli yerlere ulaşır…