6 Şubat 2023 tarihinde, 9 saat arayla meydana gelen 7.7 ve 7.6 büyüklüğünde gerçekleşen Kahramanmaraş merkezli iki çok şiddetli depremle, 11 ili kapsayan geniş bir bölgede, tarifi imkansız bir yıkım ve felaket yaşandı.

Acımız, yasımız çok büyük. Öyle büyük ki, acısı bugünle kalmayacak ve gelecek nesillerin de anacağı yasını tutacağı yüzyılın en büyük felaketlerinden biri olarak tarihe yazılacaktır. Nasıl ki 1939 Erzincan depremini aradan geçen 84 yıla rağmen, 1999 Gölcük depremini 24 yıla rağmen hala hatırlıyor ve anıyorsak, 2023 Kahramanmaraş depremleri de toplum hafızasındaki yerini alacak ve bu coğrafyada uzun süren derin etkileri olacaktır.

Depremde hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, aziz Milletimize sabırlar diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun. Türk Milleti tarihi boyunca zor zamanlarda gösterdiği feraset ve dirayet ile birbirine kenetlenmiş, dört bir koldan, bölgeye, afetzedelerimize yardım seli başlatmıştır. Bölgeden başka illerimize tahliye olan vatandaşlarımızı, gittikleri yerlerde bu Millet bağırlarına basmıştır.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 6 Mart 2023 tarihinde gerçekleşen Kabine Toplantısı sonrasında yaptığı konuşmada 46 bin 104 vatandaşımızın hayatını kaybettiğini açıkladı. Hâlihazırda 3 milyon 320 bin kişinin deprem bölgesinden tahliye edilerek diğer illere gittiğini, bölgedeki 800 bin kişinin ise köylerine sığındığını söyledi. Deprem bölgesinde 1,5 milyondan fazla kişinin çadırlarda, 53 bin kişinin konteynerlerde, 123 bin kişinin Milli Eğitim kurumları başta olmak üzere kamu tesislerinde kaldığını, ülke genelinde Gençlik ve Spor Bakanlığı yurtlarında 160 bine yakın, otellerde 137 bine yakın depremzedenin misafir edildiğini ifade etti. Cumhurbaşkanının açıklamasına göre barınma ihtiyacı olan afetzede sayısının toplam 6 milyon 93 bin kişi olduğu görülüyor. Evsiz kalan 6 milyondan fazla insan. Açıklanan rakamların büyüklüğü akıl alır gibi değil, ne kadar büyük bir afet ile karşı karşıya kaldığımızı gösteriyor.

Bu kadar insanımızın evsiz kalmasına kaç binanın yıkılması ya da hasar görmesi neden oldu? Kaç bina, kaç bağımsız bölüm yıkıldı veya oturulamayacak derecede hasarlı?

Cumhurbaşkanı yaptığı açıklamada Deprem bölgesindeki 11 ilimizde yıkık, acil yıkılacak veya ağır hasarlı yani kullanılamaz hale gelmiş bina sayısının 230 bini, buralardaki bağımsız bölüm sayısının ise 645 bini bulduğunu ifade etti.

Ulusal Adres Veri Tabanı verilerine göre 2021 Eylül sonu itibarıyla 40,2 milyon olan Türkiye'deki toplam konut sayısı esas alındığında, ülkemizin konut toplamının yaklaşık % 1,6’sını bir günde kaybettik.

17 Ocak 2023 tarihli TÜİK Konut Satış İstatistiklerine göre 2022 yılında ilk defa satışı yapılan (ilk el satış) konut sayısı 460 bin 79 adet olarak belirtilmiş. “İlk el satış” ifadesini, Türkiye’nin toplam konut sayısına o yıl eklenen ve satışı gerçekleşen konut varlıkları olarak anlıyorum. Bu durumda 2022 yılında satışı gerçekleşen yeni konut sayısının neredeyse 1,5 katı konutumuzu bir günde kaybettik.

17 Ocak 2023/ 49526 Sayılı TÜİK Raporu

Kalkınma Bakanlığının 2018 tarihli 2019-2023 tarihlerini kapsayan 11. Kalkınma Planı Özel İhtisas Komisyonu Konut Politikaları Raporunda, Ülkemizin ortalama yıllık konut ihtiyacı 815 bin 515 olarak hesaplanmış. Buna, 645 bin yıkılmış veya kullanılamaz hale gelmiş konut sayısını eklediğimizde, 2023 yılı için ihtiyaç duyulan konut sayısının ortalama 1 milyon 460 bin olduğu ortaya çıkıyor.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 6 Mart 2023 tarihinde gerçekleşen Kabine Toplantısı sonrasında yaptığı açıklamada ayrıca 488 bin yeni hane yapılarak vatandaşlarımıza teslim edileceğini, hatta bu sayıya yaklaşık 164 bin orta hasarlı bağımsız bölümün de ekleneceğini söyledi. Bu, toplamda 652 bin hane ediyor. Cumhurbaşkanının 28 Şubat 2023’te Afşin’de halka hitabında konutların tamamlanmasında bir yıl müsaade istemesinden de anlaşılacağı üzere, bu konutların vatandaşlarımızın kullanımına sunulabilmesi teknik olarak hemen mümkün değil. Projesi, inşası ve altyapısı belli bir zaman alacaktır.  Dolayısıyla, 1 milyon 460 bin konut ihtiyacı gerçeği en az bir yıl daha önümüzde duruyor.

Şimdi, ben size satışa sunulan konut sayısını yaklaşık %5 arttırmanın bir kararla mümkün olduğunu söylesem. Zaten ciddi bir seviyede olan konut ihtiyacının nispeten rahatlamasında ve artmaya devam eden konut fiyatlarının frenlenmesinde etkili olmaz mıydı? Bu sorunun cevabını size Domatesi örnek vererek daha sonra açıklayacağım.

Ama önce “konut sayısını %5 arttırma” meselesini anlatalım. Bu nasıl olacak?

TÜİK Konut Satış İstatistiklerinde 2022 yılında 67 bin 490 konutun yabancılara satıldığı bilgisine yer verilmiş. Satılan toplam konut sayısının ise 1 milyon 485 bin 622 olduğu görüyoruz. Yabancılara satışı yapılan bu konutlar eğer vatandaşlarımıza satılmış olsaydı bu konut arzında yaklaşık % 4,75’lik bir artış anlamına gelirdi.

17 Ocak 2023/ 49526 Sayılı TÜİK Raporu

Sanıyorum nereye varmak istediğim artık biraz daha netleşti.

Depremin neden olduğu yıkımlar ve ortaya çıkan bütün bu verilerin ışığında, yabancılara konut satışı konusunun gözden geçirilmesinin gerekliliği ortaya çıkıyor. Yaşadığımız büyük felaketin yaraları sarılıncaya, depremzedeler için yapılmakta olan afet konutları tamamlanıp teslim edilinceye ve konut arz talep dengesi eski oranlarına kavuşuncaya kadar, yabancılara yapılan konut satışlarının en azından bir süre için durdurulmasının, konut fiyatlarının artışının frenlenmesine ve konut ihtiyacının karşılanabilmesine olumlu yönde etkisinin olacağı kanaatindeyim.

Bu yönde alınacak bir karar işe yarar mı? Hükümet bu yönde alınacak bir kararın işe yarayacağını düşünüyor. Ama şimdilik sadece domates fiyatları için.

2 Mart 2023 tarihinde, Tarım ve Orman Bakanlığı yaşanan fiyat artışları ve 11 ili etkileyen deprem felaketi sebebiyle 14 Nisan'a kadar domates ihracatına yasak getirdi.

Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü tarafından dağıtım merkezlerine yollanan tebliğde 'domates fiyatlarında son günlerde yaşanan anormal fiyat artışları ve 11 ili doğrudan etkileyen deprem afeti nedeniyle gıda arz güvenliği ve fiyat istikrarının sağlanması amacıyla tedbir alınması ihtiyacının doğduğu' belirtildi. Deprem felaketi öncesinde hal fiyatı ortalama 13 TL olan domatesin fiyatının 20 liraya kadar yükselmesi, market fiyatlarının 30 lirayı aşmasına sebep oldu.

Türkiye’de üretilen domatesin ne kadarı ihraç ediliyor? Öyle anlaşılıyor ki ihraç edilen bu miktar, iç piyasadaki fiyatı regüle etmek için yeterli ve iç piyasaya yönlendirildiğinde gıda arz güvenliğini ve fiyat istikrarını sağlamayı mümkün kılacak bir miktar.

Bu oranları almak için Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (EYMSİB) Yönetim Kurulu tarafından yapılan yazılı açıklamaya bir bakalım. EYMSİB’in verdiği rakamlara göre Türkiye yıllık 14 milyon ton domates üretimiyle dünyanın en büyük domates üreticilerinden biri. Türkiye 2022 yılında 526 bin ton karşılığı 377 milyon dolarlık taze domates ihraç etmiş. İhraç ettiğimiz taze domates miktarı, yıllık üretimin –sıkı durun- sadece yüzde 3,5’i seviyesinde.

Yıllık üretimin % 96,5’i ülke içine arz edilirken, sadece % 3,5 oranındaki ihracatın da durdurulup iç piyasaya sevki hükümetin arz güvenliği ve fiyat istikrarı amacıyla aldığı bir tedbir kararı. Bu karar ile arzu edilen sonuca ulaşıldığını yine ulusal basında çıkan haberlerden ve çevremizdeki fiyatlardan anlamak mümkün. Karar uygulamaya konulduktan birkaç gün sonra semt pazarlarına baktığımızda domatesin kilosunun yeniden 20-25 lira seviyelerine kadar gerilediğini görüyoruz.

Benzer bir karar Pandemi döneminde Ticaret Bakanlığı tarafından uygulandı. Covid19 salgını nedeniyle etil alkol, kolonya, dezenfektan, hidrojen peroksit, maske kumaşı ihracatı sınırlandırıldı ve izne tabi oldu. Salgına karşı halk sağlığının korunmasında ve sağlık hizmetlerinin yürütülmesinde önemli ihtiyaç kalemleri oldukları için bu ürünlere belirli bir dönem ihracat yasağı getirilmişti.

Dolayısıyla, olağan üstü dönemlerde, devletler iç piyasanın talebinin karşılanabilmesi, arz güvenliğinin temini ve fiyat istikrarının sağlanması maksadıyla, o döneme mahsus stratejik öneme sahip farklı ürünler ve emtialar için yurt dışına ya da yabancılara satışının durdurulması kararını alabilirler.

Domates için, deprem afeti nedeniyle gıda arz güvenliği ve fiyat istikrarının sağlanması amacıyla, toplam üretimin %3,5’ine tekabül eden miktarın yurt dışına satışını durdurarak tedbir alınması gerekli görülürken, satılan konutların yaklaşık %5’inin yabancılar tarafından alınıyor olması durumunun da değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum.

Yabancılara yapılan satışların, büyük bir konut ihtiyacının derinden hissedildiği bu zor dönemde, iç taleple rekabeti nedeniyle olumsuz bir etkisinin olduğu aşikârdır. Önceliğin kendi vatandaşlarımızın ihtiyacının karşılanmasına verilmesi gerektiği kanaatindeyim.

Bu sebeple yabancılara konut satışının –en azından belirli bir süre- yasaklanması konusunun öncelikle ve ivedilikle değerlendirilmesi uygun olacaktır.

Durumu, bu yazıda sadece konut ihtiyacı yönüyle ele aldım. Ancak yabancılara konut satışı konusunun, özellikle deprem bölgesi için demografik yapının korunması ve milli güvenlik açısından da değerlendirilmesi uygun olacaktır.

Bu arada, son gelen haberlere göre 7 Mart 2023 tarihi itibarıyla Tarım ve Orman Bakanlığı domateste ihracat kısıtlamasının kaldırıldığını bildirdi. Bunun Domates fiyatlarına yansımasını da hep birlikte gözlemleyeceğiz.