“Bir gün emekli olacağımı biliyordum”
Hayatı satranç tahtasına benzeten Cengiz Doğanay, kararını yıllar öncesinden verdiğini belirterek, "Bir gün emekli olacağımı, huzuru arayacağımı biliyordum. O zamanlar durumumuz iyiydi, burayı satın aldım. Emekli olunca da yerleştim. Bir süre Türkiye’yi gezdim, şimdi ise hayvanlarımla, ineklerimle ilgileniyorum. Onları da kapsayan bir rutinim var. Rutin olmayınca hayat zorlaşıyor" dedi.
“Ayda bir kez şehre inerim”
Eşini kaybettikten sonra yeniden evlenmeyi düşünmediğini dile getiren Doğanay, şu anki yaşamından memnun olduğunu vurguladı: "O kadar huzurluyum ki şu halimi kıskanıyorum. 2 kızım var ama görüşmüyoruz. Hayatın bin hali var. O dönemlerde çocukları anne tarafı aldı, zamanla araya soğukluk girdi. Köy kalabalık değil, ama bana yetiyor. İnternetim, televizyonum, hayvanlarım, bahçem ve annem-babamla komşuluk… Ayda sadece bir defa şehre inerim, o da maaşı çekmek için. Şehre hem ihtiyaç duymuyorum hem de sevmiyorum."
Günlük yaşamı düzen üzerine kurulu
Köyde günlerinin nasıl geçtiğini de anlatan Doğanay, sabahları erken kalktığını, hayvanlarla ilgilendiğini, ardından yemek, sohbet ve haberlerle günü tamamladığını söyledi.
"Sabah 05.30’da kalkarım, damı temizler inekleri sağarım. Öğlene kadar hayvanlarla ilgilenirim. Öğleden sonra yemek yapar, komşularla sohbet eder, akşam da televizyon izlerim. Bir yaştan sonra insan haberleri daha çok takip ediyor. Dilerim ki herkes mutluluğu değil huzuru arasın, çünkü ikisi aynı anda olmuyor. Birini seçmek zorundayız."





