Evinin bir odasını berber dükkânına dönüştüren Kızıltoprak, 40 yıllık meslek hayatında topladığı Osmanlı, Selçuklu ve Cumhuriyet dönemine ait değerli parçaları burada sergiliyor. Modern kuaförlerden farklı bir atmosfere sahip dükkâna gelenler, adeta 80’li ve 90’lı yılların berber dükkanlarına yolculuk yapıyor.

"Eskiyi yaşatmaya çalışıyoruz"

Berber Ali Kızıltoprak, antika tutkusunun uzun yıllara dayandığını belirterek şunları söyledi:
“Ben Kırka’dan Ali, kırk senedir berberim. Bu antika hastalığı eskiden beri vardı, biraz da ilerletmeye çalıştım. Allah razı olsun Kütahya’da arkadaşlarım var, onların desteğiyle değerli eşyalar topladım. Osmanlı, Cumhuriyet, Selçuklu döneminden kalan malzemeler var. Bunların hepsi değerli. Gelen müşterilerimiz merakla bakıyor, tarihi yaşıyor. Öyle ki duygulanan, ağlayan bile oluyor. Çünkü bu eşyalar kimlerin elinden geçti, kimler su içti, yemek yedi, ayran içti, hepsinin bir hikayesi var.”

"Kültürümüzü ve geçmişimizi yaşatıyor"

Dükkânın müdavimlerinden Hayati Uslu ise Ali Kızıltoprak’ın hem meslek ustalığına hem de kültüre kattığı değere dikkat çekti:
“Ali Kızıltoprak arkadaşımız kırk yıldır berberdir. Eskişehir’de oturuyorum ama Kırka’ya geldiğimde mutlaka uğrarım. Hem insanlığı hem sıcak kanlılığı hem de antikalarıyla farklı bir ortam sunuyor. Kültürümüzü, geçmişimizi yaşatıyor. Çocuklarımızın da görmesi lazım. Mesela eski ütüler, ayran tasları, ibrikler… Hepsi geçmişten bir parça. Bunlarla su içtik, yemek yaptık, pantolon ütüledik. Şimdi gençler bunları görüp hayret ediyor.”