Genel seçimler ve Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşıyor. Ülkemizin güzide Siyasi Partileri, ister iktidar olsun ister muhalefet olsun, gittikçe ısınan siyasi arenada seçmenleri ikna faaliyetlerine başladılar. Siyasi hayatın en doğal parçasıdır, bu kapsamda çeşitli vaatler verilir, yapılanlar ve yapılacaklar anlatılır ve rakibin eksikleri hataları gündeme taşınır. Bu süreçte, vatandaşın lehte kararı için siyaset ilminin tüm enstrümanları sahadadır.

Ben de bu kapsamda çorbada tuzum olsun istedim. Siyasi partilerimize, özellikle Eskişehir il teşkilatlarına seçim çalışmalarında kılavuzluk edebilecek tavsiyelerimi sıraladım. Bu maddeler, “bana geldiğinizde bunlarla gelmeyin” diyeceğim, sizde ilk arayacağım vasıflardan bazıları.

Başlayalım.

İlk sözüm şu ki, her ne söylerseniz söyleyin, bana yapacağınıza inanmadığınız sözlerle gelmeyin.

Daha parti içi demokrasiyi sağlayamamışken, ülke genelinde demokrasiyi sağlamlaştıracağım demeyin.

Daha parti üyelerinizin tamamını kucaklayamamışken, kutuplara bölünmüşken, ülkenin birlik beraberliğini güçlendireceğinizi vaat etmeyin.

Parti üyelerini ve tabanın iradesini görmezden gelip merkezden dayatma yaparken, halkın iradesinin her şeyin üstünde olduğundan bahsetmeyin.

Parti içindeki siyasi etik kural ihlallerini görmezden gelip duymazken, iktidara geldiğinizde hak yemeyeceğinizi ilkeli olacağınızı boşuna anlatmayın.

Aynı yolda yürüdüğünüz partinizin kendi üyelerinden bir kısmını ötekileştirmiş, bir kenara itmiş yok saymışken, vatandaşlarımızın her biri bizim için çok kıymetli ve çok önemli demeyin.

Parti içi oluşumları uzlaştırmaktan ziyade ezmeyi tercih ederken, tamamen farklı siyasi görüşlere sahip diğer partilerle anlaşıp, müşterek ideallerde birlikte hareket edebileceğinizi söylemeyin.

Parti yönetimlerinde kadınlara hakaret edecek zihniyette idareciler görevlendirip, üstüne üstlük hakaret ettiğinde sessiz kalarak ve gereğini yapmayarak bana gelmeyin. Sonra da, kadınların oylarıyla seçileceğiz, analarımız bacılarımız sorunlarını biz çözeceğiz, onlara saygımız sonsuz demeyin.

İl teşkilatlarınız, başına buyruk bir şekilde sizin savunduğunuz ilkeleri çiğnerken, onları görmeyip, Türkiye’nin her bir köşesine hâkim olacağım, değerlerimi egemen kılacağım dediğinizde inanmamızı beklemeyin.

Milletvekillerinizin seçilmesi için vatandaşın oylarına talip olurken, vekil adaylarının seçiminde parti tabanınızın sesine kulak vermemezlik etmeyin.

Milletvekili adayları belirlenirken ekonomik gücü nispetinde değerlendirilmiş adaylar yerine bölgesinde sevilen, bölgeye katkısı olan, taban desteğini almış, donanımlı, temsil kabiliyeti ve bilinirliği yüksek adaylar ile bana gelin ki size hayır diyemeyeyim.

Özellikle küçük ve orta ölçekli illerde, İl İlçe Teşkilatı Yönetimi ve Milletvekili adayları belirlenirken, o ilin sorunlarına vakıf, şehri ve hemşerilerini iyi tanıyan, tercihen orada doğmuş büyümüş, veya uzun yıllar orada yerleşik yaşamış veya o il ile sosyo-kültürel dinamikleri paylaşan bölgeden adayların bu görevlere namzet gösterilmesinin benim üzerimde mutlaka olumlu yönde tesiri olacaktır.

Beni temsil edecek adayların, şehrimi, kültürümü, sorunlarımı, bölgemin insanını iyi tanıdığına ikna olmalıyım, bunu da hesaba katmamazlık etmeyin.

Suriyeli, Afgan ve bilcümle sığınmacı göçmen kontrolsüz bir şekilde aramızda yaşarken, salt tepkiyi körüklemek veya görmezden gelmek yerine, Türk milletinin âli menfaatlerini nasıl koruyacağınızı ve göçmenlerin güvenli bir şekilde ülkelerine dönmelerini nasıl sağlayacağınızı anlatan çözüm önerilerinizi listeleyin.

Bana, çocuğunuzu işe sokacağız demeyin, işe başvurduğunda hakkı yenmeyecek hak ediyorsa işe girecek, önüne kimse geçmeyecek deyin.

Bana, sana iaşe yakacak yardımı yapacağız demeyin, kazandığım gelirimin yakacağıma yiyeceğime evimin geçimine yeteceğini söyleyin.

Bana benim gibi düşünenlerin devleti yöneteceğini söylemeyin, bana vatanını seven adaletli liyakatli insanların devlette yönetici olacağını söyleyin.

Bana kimlere nasıl af getireceğinizi değil, hükmün kırpıla kırpıla caydırıcılığının kalmadığı mevcut ceza infaz uygulamasına nasıl çare bulacağınızı, daha hızlı işleyen adalet sistemini nasıl tesis edeceğinizi anlatın.

Bana Enflasyon enfeksiyonu ile baş etmek için, ateş düşürücü tedbirler uygulayacağız diyerek gelmeyin. İltihap kurutucu kararlarla onu yok edeceğinize beni ikna edin.

Bana uluslararası camiada sesimizi hep çok yükselterek etkin olacağımızı söylemeyin, bunun caydırıcı bir güç ve ilkeli bir dış politika ile sağlandığını anlatın.

Bu vatanın evlatlarının ortak değerlerinden sadece bir veya birkaçını yücelterek ve diğerlerini yererek benim sempatimi kazanacağınızı sanmayın. Hepsi benim için kıymetlidir ve bizi biz yapan değerlerdir. Bana hepsini kucakladığınızı ve saygı duyduğunuzu gösterin.

Ağır bir vergi yükünün beni ezmeyeceğine, verdiğim vergilerle şatafatlı gösterişli bir hayat sürülmeyeceğine, uygulanan teşviklerin zengine değil garibana ulaşacağına, vergi kaçırana göz açtırılmayacağına, vergisini vermeyen affedildiği için vergisini zamanında veren saygın vatandaşın küstürülmeyeceğine, beni inandırabilecek misiniz, bunu da hesaba katın.

Ezilen ve yok olmakta olan orta direği nasıl tekrar ayağa kaldıracağınızı, emeklinin memurun işçinin esnafın tüccarın önce nasıl moralini düzelteceğinizi ve ekonomisindeki hasarı nasıl tamir edeceğinizi iyi çalışın.

Gelirken sağlam çözümlerle gelin.

Gençlere, sosyal medya kısıtlamaları, engellenen festivaller, yasaklar ile gelmeyin.

Yapacağınız en önemli şey onları anlamak. Yarına duydukları ümitleri kırılmış, hayalleri ve beklentileri sınırlandırılmış ve ne yazık ki pek çoğu yurt dışında hayat kurma planları yapan bu gençleri onları
gerçekten anladığınızı onlara hissettirerek başlayın.

Onlara, sosyal hayatın içindeki var oluşlarını güçlendirecekleri ortamı oluşturmak için neler yapabileceğinizi anlatın. Başka düşüncelere saygıyı, düşünceleri özgürce ve serbestçe paylaşmayı, bilgiye rahatça erişme imkânlarını ve bunları onlara nasıl sunacağınız anlatın. Ama üstünkörü değil gerçekten. Çünkü yeni nesil belki de içimizdeki en zor ikna edilebilecek olanlar ve size en şüpheci yaklaşanlar.

Gençlerin içlerindeki o ışıl ışıl aydınlık enerjilerini yönlendirebilecekleri sanat bilim ve spor oluşumlarını güçlendirin, gençlere ulaşın. Hata yapmalarına engel olacak aşırı korumacı uygulamalar yerine hatalarını onarabilecekleri şefkatli bir alan oluşturun. Onlara bunlarla gelirseniz kalplerini ve tabi oylarını da kazanırsınız.

Bu liste daha çok uzayabilir. Sizin de gördüğünüz, söylemek istediğiniz şeyler var, biliyorum. Lütfen yorumlar kısmına kendi eklemelerinizi yapın, yapın ki bu liste uzasın, böylece okuyan yetkililere ne istediğimizi anlatalım.

Derslerine çalışsınlar, bize gelirken bunlarla gelsinler.