Kuzey Irak'ta Türk askeri mevkilerine teröristlerin yaptığı sızma sonucunda 6 asker şehit oldu. Saldırı sonucunda yaralanan askerlerimiz de var.

Şu yazının spot kısmında yazdığım metin, bu ülkede kaç defa tekrar yazıldı kim bilir. Sayılar değişse de terör çatışmalarında hayatını kaybeden insan sayısı, şehit olan asker sayısı gerçekten iç karartıcı boyutta. 1990 'lı yılların başında boyut değiştiren ve ülkede çok acı kayıpların yaşanmasına neden olan PKK terörü Türkiye'de halen bitirilebilmiş değil. Üstelik de halk git gide bu terörist eylemler ile yaşamaya alışmış durumda. Geçmişte de yaşadığımız gibi terör eylemleri sıklaşıp, şehit haberleri maalesef her gün gelmeye başladığında insanlar bu haberlere gittikçe duyarsız hale geliyor. Bunda da sorumluluğu olanlar kendilerini çok iyi biliyor. Halk bu haberleri duymasın isteyenler var. Ana akım medya bu nedenle şehit haberlerini 30 saniye yeri geliyor 15 saniye duyuruyor. Yazıklar olsun! Yitip giden canlar ülkedeki bir pop şarkıcısının altındaki arabadan, bir maçtaki ofsayt pozisyonundan daha az gündeme geliyor. Ya da belediye başkan adayının kim olacağı tartışmasından...

Bir başka konu da, belki linç yiyeceğim lakin bunu söylemeden geçemeyeceğim. Bu ülkenin vatan sevgisi ile dolu gençleri uzun yıllardır terör belası nedeniyle şehit oldu. Son yıllarda da Türkiye'nin vatan sevgisi dolu gariban gençleri genellikle terör belasına kurban gidiyor. Uzman çavuşlar, sözleşmeli erler ve nice sözleşmeli askerler biliyoruz ki birçoğu ailelerini geçindirmek için bu görevi kabul ediyor. Bir de işin içinde vatan sevgisi var tabii ancak; bu gencecik evlatlara sahip çıkamıyoruz. Sınır ötesi operasyonlara giden düşük rütbeli erbaşlar, sözleşmeli erler ve erler hepimiz de biliyoruz ki hep gariban çocukları...

Ben çok kısa bir süre askerlik yaptım. Ben de elimdeki imkanı kullandım ve 18 gün Samsun'da temel görevleri yaparak evime geri döndüm. Bunları söylemeye hakkım olmadığını düşünenler olabilir ancak; bu toplumda yaşayan birçok insan kendilerinin asla düşmeyecekleri durumlardan acıları ve duyguları sömürüken ben sizlere gerçeği söylemek istiyorum. Biz 18 gün bitse de gitsek derken 320 kişilik koğuşun diğer ucunda Güneydoğu'ya, sınır ötesine gitmek için gün sayan sözleşmeli erler de bizimle kalıyordu. Acemilik eğitimi alıyordu bu gencecik fidanlar. İster inanın ister inammayın ama birçoğuyla konuştuğumuzda hepsinin hikayesi benzerdi. Fakirlik evet maalesef fakirlik. Bir de içlerindeki vatanı müdafaa hevesi. Başka bir şeyleri, başka çareleri yoktu. Buradan da 18 gün de olsa birlikte zamanımız geçen o gencecik, cesur arkadaşlara selam olsun. Şehit olan varsa, tüm diğer şehitlerimizi ile birlikte ruhları şad olsun.

Şimdi, garibanın evladı sınır ötesinde şehit olurken, bu ülkenin yetiştirdiği üst düzey subaylar orada terör saldırılarının hedefi olurken bu terör belasının çözümü için kim ne yapıyor? Operasyon ile bu iş çözülecekse 30 seneyi aşkın süredir çoktan çözülmeliydi. Bir ara masa başında bu işleri çözmeye kalktık (her ne kadar inkar edilse de) onda da sanki istenen hedefe ulaşılamadı. Yani, şu durum en azından onu gösteriyor. Peki, bu terör belasını çözmek bu kadar mı zor? Evlatlarını toprağa vermesin annelerimiz diye ciddi adımlar atmak çok mu zor? Memleketten binlerce kilometre ötelere yeten devletimizin kudreti bu sınırlarda, zor şartlar altında savunma yapan Mehmetçiği korumaya da artık yetsin yahu!

Peştunu, Afganı, Pakistanlısı sınırlardan akın akın ülkeye girerken dün 6 vatan evladı daha sınır ötesinde şehit oldu. Bu yas bu matem ne zaman son bulacak? Yoksa, 30 saniyelik acı görüntüler ve herkesin sosyal medyasından paylaştığı acı dolu mesajlar, ağıtlar devam mı edecek?

Hayatını kaybeden ve şehit mertebesine yükselen bu vatanın evlatlarının ruhu şad olsun. Kederli yakınlarına da maalesef baş sağlığı dilemek dışında elimden bir şey gelmiyor...