Aslında farklı bir konuyu yazmaya başlamıştım ama hızlı bir tornistan yapmak istedim. Bu hafta kendimizi nasıl tanıttığımızı konuşalım istiyorum…

Çünkü ikili ilişkilerimizde kendimizi yanlış aksettirdiğimizi düşünüyorum ya da karşımızdaki bizi kendi algıladığı gibi yorumluyor. Anlaşabildiğine inandığı insanın zevklerine ve temel karakterine bakmadan yola çıkan canlılara ne denir?

Cevap veriyorum; erkekler…

Cinsiyetçilik yaptığım için linç yemeye hazırım ama erkeklerin görselimize kapılıp, isteklerimizi gözlemlemeden bizi hayatlarına sokma ve hatta soktuktan sonra tutma çabası biraz dikkatimi çekti bu aralar.

Aslında tam olarak ne istediğimizi bilmeden ve doğru gözlemlemeden ilişki kurma beklentileri tamamen görsel algılarının peşinde hareket etmeleri ile alakalı.

Bakarsanız kendimi ve zevklerimi çok iyi yansıttığımı düşünürdüm ama sanırım kendimle ilgili doğru mesajı karşı tarafa doğru veremiyorum. Çok net olduğumu bilmeme rağmen ben bile bazen, “Ay hadi ama ya!!!” diye hayal kırıklığına uğruyorum.

Neden bizi olduğumuz gibi kabullenmesini beklemiyoruz mesela insanlardan?

Bizi güzel yerlerde yemeğe çıkartmalarını bekliyoruz, iyi tatiller planlayalım istiyoruz, aşırı ilgi bekliyoruz, aşırı sevilmek istiyoruz…

İstiyoruz, asla pes etmeden.

Ama neden beni böyle seveceksen sev diyemiyoruz?

Çünkü flört etmek o kadar tatlı geliyor ki…

Flörtün ilk bir iki haftasında söylediğimiz o yalanlardan utanıyoruz.

Sırf ortak zevklerimiz daha çok olsun da karşımızdakinin bilinçaltına işleyelim diye söylediğimiz yalanlar…

Karşımdakinin sırf beni etkilemek için söylediği yalanları yakalamayı da seviyorum, bakmayın. Çünkü inanın bana kimse ait olmadığı bir yerde uzun süre kalamıyor.

Tek bir doğru varmışçasına ama sen bunu seviyordun denildiği zaman, beni tek taraflı bir perspektiften incelediğini fark edip diğer yönlerimi görmediğini yüzüne vuruyorum. Bu arada görmüyor değil o yönlerimi reddediyor. Almak istediğini almak istiyor.

Bunları ben olarak yazıyorum ama pek çok arkadaşımı dinliyorum, hep benzer şeyler.

Beyler, artık gerçekten nelerden hoşlandığımız ile ilgilenmediğinizin farkında olduğumuz bir çağdayız. Ha ben benim için düello yapılmasını tercih ederdim. O çağ bana daha uygun.

Sosyal medyanın hepimize sunduğu bazı fırsatları uzun vadede değerlendirilecek nimetler gibi gördüğünüzün de gayet farkındayız. Ama kadınlar başka bir dünyanın temellerini kendilerini geliştirerek çoktan attılar.

Mansplaininge katlandık, cam tavanlara çarptı kafalarımız, “Otur, o kadın işi değil.” dediniz, bizi herhangi bir zorlukla yıldıramadınız. Kibrinizden ödün vermediğiniz her noktada kadınların sizi şaşırttığı bir dünyaya alışamadıysanız, ikili ilişkilerde daha sakin ilerlemenizi öneririm.

Terörize ettiğiniz güzel galaksinin kurallarını baştan yazan hemcinslerimin artık bu görsel showlara düşmediklerini onlar adına ben size iletmekten gurur duyuyorum.

Sanayi Devrimiyle değiştirdiğimiz iş hayatından sonra bu ilişki camiasının da bazı kuralları değişecek gibi duruyor. Beklemede kalın, hoparlörde bangır bangır çalan Beyonce Girls ile catwalk yürüyerek geliyoruz…