07.03.2023, 14:03

Kelebeklerin Ölümü


Mehmet Necati Kutlu-Deniz Dinçer
 
 
25 Kasım’ın neden Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak ilan edildiğini hiç düşündünüz mü? Kadınların varoluş mücadelesinin sembolü haline gelen bugünün, bir diktatörlüğün yıkılışında belirleyici olduğunu söylesek belki de gündelik sorunlarınızı beş dakikalığına bir kenara bırakıp, kadınların dünyanın dört bir yanında nelerle mücadele ettiğine ve uzaklardaki bir tropikal adada işlenen vahşi cinayetlerin nasıl uluslararası bir harekete dönüştüğüne şahit olabilirsiniz. 
 
2 Kasım 1960 tarihinde Dominik Cumhuriyeti’nin amansız diktatörü Trujillo (Truhiyyo okunur), “Ülkenin en büyük iki sorunu kilise ve Mirabal kardeşlerdir” demişti. Yemyeşil La Española adasının tarihindeki kapkara leke olan ve ülkeyi tamı tamına 31 yıl, demir yumrukla değil rezil bir düzenle yöneten Diktatör Rafael Trujillo (1891-1961) bu sözleri sarfettikten sadece 23 gün sonra, 25 Kasım 1960 tarihinde güzeller güzeli üç kız kardeş işkence edildikten sonra, boğularak öldürüldü. Trujillo’nun has adamları olan katiller rezilliklerini örtbas etmek için üç kız kardeşin ve şoförlerinin cesetlerini tekrar arabalarına bindirdiler ve bir uçurumdan atarak cinayete trafik kazası süsü verdiler. Olay, yanlı basın organlarına da trafik kazası olarak geçti ama tarihle talihin cilveleri iğrenç cinayetleri ortaya çıkardı. O günden itibaren 25 Kasım tüm dünyada Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak anılıyor.
 
1930 yılında başlayan karanlık Trujillo dönemi 30. yılını doldurup 1960 yılına gelindiğinde Dominik’te halkın sabrı taşmak üzereydi ve adeta bardağı taşıracak son damla bekleniyordu. Diktatörlüğün üç dayanağı; komünizm karşıtlığı, her türlü muhalefete karşı ezici baskı ve Trujillo’nun şahsına tapınma olarak özetlenebilirdi. Herkesin ortadan kaybedilebildiği kara dönemin bir diğer özelliği ise ekonomik faaliyetlerin diktatörün ve çevresinin tekelinde olmasıydı. Trujillo ailesi ve işbirlikçileri bahse konu 30 yılda siyasi güçlerini kullanarak inanılmaz servetlerin sahibi oldular. 1950’li yılların sonuna gelindiğinde ise dikta rejimine karşı hissedilen ancak açığa vurulamayan toplumsal tepki gün yüzüne çıktı ve muhalif çevrelerden cılız da olsa sesler yüklenmeye başladı. 
 
Mirabal kardeşlerin hikâyesi, hoşnut olmayan çoğunluğun hislerine tercüman olan ve güzel ada ülkesini vahşi diktatörün elinden kurtarmayı amaçlayan grupların halk arasında gizliden gizliye teşkilatlanmasıyla başlıyor. Hali vakti yerinde, ticaret erbabı bir aile olan Miraballerin dört kızından Minerva ve Maria Teresa bu gruplara giriyor ve dikta rejimine karşı yeraltı mücadelesine katılıyorlar. Muhalif çevrelerde kelebekler olarak anılıyorlar. Ablaları Patria eylemlere aktif olarak katılmamakla birlikte direnişçilere sempati duyuyor ve yardımcı oluyor. 
 
Mirabal kardeşlerden Minerva ve Maria Teresa kısa zamanda muhalif gruplar içindeki faaliyetleri nedeniyle birçok kez tutuklandılar, işkence gördüler ve tecavüze uğradılar. Gerek iki kadın gerekse eşleri uzun tutukluluk dönemleriyle cezalandırıldılar.
 
Takvimler 18 Mayıs 1960 tarihini gösterdiğinde Minerva ve Maria Teresa başkent Santo Domingo’da ve eşleriyle birlikte 3 yıl hapse mahkum edildiler. Beklenmedik bir şekilde genç kadınlar birkaç ay içerisinde affa uğradılarsa da eşleri hapisten çıkarılmadı. Diktatör bir yandan merhametli ve müşfik görünürken diğer taraftan ailenin erkeklerini cezalandırarak Miraballer üzerindeki baskıyı sürdürüyordu. 25 Kasım gününe gelindiğinde ise Trujillo’nun gerçek niyeti anlaşıldı. Kadınların serbest bırakılmalarının nedeni onları öldürmek ve cinayetlere kaza süsü verebilmekti. İlk adım, Minerva ve Maria Teresa’nın eşlerinin başkentten uzak bir hapishaneye nakledilmeleriyle atıldı. Kadınlar düzenli olarak eşlerini ziyarete gitmeye başladılar. 25 Kasım 1960 günü ziyaret dönüşünde, Patria, Minerva, Maria Teresa ile şoförleri Rufino’nun içinde bulundukları araç, Trujillo’nun adamları tarafından durduruldu. Yakınlardaki bir çiftlik evine götürülen dört kişi saatlerce süren işkence sonrasında boğularak, her şeye rağmen nefesleri kesilmeyenler ise sopalarla dövülerek öldürüldü. Vahşi cinayetlere kaza süsü vermek amacıyla cesetler tekrar arabalarına koyularak araç bir uçurumdan atıldı. 
 
Trujillo bu şekilde Mirabal kardeşler sorunundan kurtulduğunu düşünmesine karşın, tarih ve talih ona da çok kısa zaman içinde benzer bir son hazırladı. Cinayetlerin üzerinden henüz altı ay geçmişken ve kurbanların kanları bile kurumadan, diktatör Trujillo, şehir dışında, benzer bir mevkide kendi yakın çevresindeki görevliler tarafından pusuya düşürülerek öldürüldü. Dominik Cumhuriyeti’nin yakın tarihindeki en kara dönem olan otuz bir yıllık Trujillo diktatörlüğü böylece son buldu. Mirabal kardeşlerin hatırası, hayatta kalan son kızkardeş, Belgica Adela tarafından yaşatıldı. -Belgica tarafından yazılan ve Dominik tarihinin bu en acı hikayesini konu alan Vivas en Su Jardín (Bahçelerinde Yaşıyorlar) adlı kitap birçok dile çevrildi. Kitabın biran önce Türkçeye de çevrilmesini ve tarihi öneme sahip olayın hatırasının, ülkemizde de kitlelerle buluşarak, farkındalık yaratmasını bekliyoruz.
 
Trujillo’nun ölümünden sonra Dominik Cumhuriyeti diktatörlük rejimiyle vedalaşıp iki senenin sonunda demokrasiye dönerek, yeni hükümetini seçti. 
 
Amansız diktatörün sebebiyet verdiği bu elim olay hem rejimin yıkılmasında büyük rol oynadı hem de 1999’dan beri dünyada kadına yönelik şiddetin simgesi haline geldi. Birleşmiş Milletler Eski Genel Sekreteri Ban Ki Moon bu makus olayın daha da tanınır hale gelmesi ve bir sembole dönüşmesi için her ayın 25’ini “turuncu gün” ilan ederek, o gün kadınlara ve kız çocuklarına yönelik şiddetle mücadelenin yılda bir defa değil her ay akıllarda kalmasını sağlamayı öngördü. 
 
Hatıraları, müzeye dönüştürülen evlerinin bahçesinde uçuşan kelebeklerde yaşayan Mirabal kardeşlerin anısının hiç unutulmaması ve Mirabal kardeşlerin çektikleri acıların kadına yönelik şiddetin önlenmesinde hiç olmazsa bir nebze etkili olması temennisiyle…

Yorumlar (0)
-8°
sisli
Puan Durumu
Takımlar O P
1. Galatasaray 25 60
2. Fenerbahçe 24 54
3. Beşiktaş 25 49
4. A.Demirspor 25 45
5. Trabzonspor 25 44
6. Başakşehir 24 41
7. Kayserispor 25 38
8. Konyaspor 25 34
9. Karagümrük 24 31
10. Antalyaspor 25 28
11. Alanyaspor 25 28
12. Sivasspor 25 27
13. Kasımpaşa 25 26
14. Gaziantep FK 25 25
15. Ankaragücü 24 25
16. İstanbulspor 24 24
17. Giresunspor 24 23
18. Hatayspor 24 23
19. Ümraniye 25 22
Takımlar O P
1. Samsunspor 28 60
2. Eyüpspor 27 53
3. Rizespor 27 52
4. Pendikspor 27 50
5. Sakaryaspor 27 49
6. Keçiörengücü 28 47
7. Bodrumspor 28 45
8. Manisa FK 27 42
9. Göztepe 27 41
10. Boluspor 27 41
11. Bandırmaspor 27 40
12. Tuzlaspor 27 28
13. Erzurumspor 26 25
14. Altay 27 25
15. Adanaspor 28 25
16. Altınordu 27 23
17. Gençlerbirliği 27 21
18. Denizlispor 28 17
19. Yeni Malatyaspor 28 16
Takımlar O P
1. Arsenal 28 69
2. M.City 27 61
3. M. United 26 50
4. Tottenham 28 49
5. Newcastle 26 47
6. Liverpool 26 42
7. Brighton 25 42
8. Brentford 27 42
9. Fulham 27 39
10. Chelsea 27 38
11. Aston Villa 27 38
12. Crystal Palace 28 27
13. Wolves 28 27
14. Leeds United 27 26
15. Everton 28 26
16. Nottingham Forest 27 26
17. Leicester City 27 25
18. West Ham United 26 24
19. Bournemouth 27 24
20. Southampton 28 23
Takımlar O P
1. Barcelona 26 68
2. Real Madrid 26 56
3. Atletico Madrid 26 51
4. Real Sociedad 26 48
5. Real Betis 26 45
6. Villarreal 26 41
7. Athletic Bilbao 26 36
8. Rayo Vallecano 26 36
9. Osasuna 26 34
10. Celta Vigo 26 34
11. Mallorca 26 32
12. Girona 26 31
13. Getafe 26 29
14. Sevilla 26 28
15. Cadiz 26 28
16. Real Valladolid 26 28
17. Espanyol 26 27
18. Valencia 26 26
19. Almeria 26 26
20. Elche 26 13
Namaz Vakti 30 Mart 2023
İmsak 05:14
Güneş 06:39
Öğle 13:08
İkindi 16:39
Akşam 19:26
Yatsı 20:45

İstanbul evden eve nakliyat -  İzmir Evden Eve Nakliyat